Alıştıklarımdan mısın Alışkanlıklarımdan mı?

Geçenlerde yakın bir arkadaşım, uygulamaya başladığı 21 günlük hormon seviyesi düzenleme ile kilo dengeleme diyetinden bahsetti. Anlattığı kadarı ile daha önce bildiğim diyetlere benzemiyordu. Amaç yediklerimizle, toksinlerle ve yaşla beraber bozulan hormonlarımızın dengelenmesi. Bilimsel araştırmalara dayalı olarak düzenlenen The Hormone Reset Diet, Harvard ve MIT mezunu Dr Gottfried tarafından hazırlanmış. Kendi üzerinde deneyen Dr. Gottfried başarılı olunca bunu yayınlamaya karar vermiş. Kadınlara özel bir diyet olmakla beraber her beden tipi, her yaş, her etnik kökenden gelen kendisinde uygulayabilir. Kilo vermekle beraber daha hafif ve daha enerjik hissetmenizi sağlayan bu diyetle hormonlar düzenleniyor.

Alıştıklarımdan mısın Alışkanlıklarımdan mı?

21 gün boyunca süren diyet boyunca her 3 günde bir belirli tür yiyecek yemek listenden çıkıyor. Örneğin en başta alkol ve kırmızı eti çıkarıyorsun ki östrojen hormonu dengelensin. 3 gün sonra onlar yemek listende olmamaya devam ederken sen şekeri çıkartıyorsun ki insülin seviyen dengelensin. Baştan çıkardıklarını 21 gün boyunca devam ettiriyorsun. Bu arada listeden çıkarana kadar her şeyi yemek serbest. Önemli olan listede çıkanı yememek… Ve 21. gün hormonların dengelenerek kilo vermiş oluyorsun.

Kırmızı et yemeden ve alkol içmeden 21 gün dayanabilirim de 16. gün çıkartılan süt ürünlerini 5 gün bile çıkartmak gözümde büyüdü. Sabahları yoğurt yemeden, öğlen salatamda peynir olmadan, kahveme süt katmadan ben nasıl dayanırım? Benim alışkanlıklarım bunlar, ihtiyaçlarım. Onları yemezsem, içmezsem doyamam, güne başlayamam… Kadıncağız ömür boyu çıkar demiyor ki, sadece 5 gün yemeyeceksin diyor. Başka yediğin onca şey var zaten, 5 gün süt ürünleri olmadan yaşamını geçiremez misin diyen sözlerinizi duyar gibiyim, zaten zihnimin içinde de o düşünceler birbiri ardına kovalayıp duruyor.

Alışkanlıklarımızdan vazgeçmek bu kadar zor mu? Konfor alanım var benim, rahatım, keyfim yerinde, ihtiyaçlarım karşılanıyor. O zaman neden vazgeçeyim ki?

‘Alışkanlıkların zincirleri, önce duyulmayacak kadar hafif, sonra kırılmayacak kadar güçlü olur.’
Benjamin Disraeli

Alıştıklarımdan mısın Alışkanlıklarımdan mı?

Araba kullanmak, bisiklete binmek, diş fırçalamak, ayakkabı bağlarını bağlamak, çatalla yemek, kaşıkla çorba içmek alışkanlıklarımızdan bazıları. Siz bu eylemleri gerçekleştirirken düşünüyor musunuz? Araba hızlanırken 2. vitese almak gerektiğini düşünüp öyle mi yapıyorsunuz yoksa zaten kendiliğinden oluyor mu?

Alışkanlıklar geçmiş eylemlerin yansımasının toplamı. Yaşadığımız sürece eylem gerçekleştiririz, bunların hepsi alışkanlığa dönmeyebilir. Tam farkındalıkla gerçekleştirilen eylemler zihinde en etken yere sahip olanlardır. Herhangi bir eylem gerçekleştirdiğimizde bilinç alanımızda belirli bir şekilde depolanır. Ne kadar sıklıkla bu eylem gerçekleşir, aynı derecede etkisi kuvvetlenir. Etki kuvvetlendikçe de onsuz olamayacağımız duruma geçebilir. Kısacası ihtiyaç duymaya başlarız. Eylemin gerçekleştiği durum yaşandıkça bizde iz bırakan tepkiyi vermedikçe de rahatlayamayız. Çünkü konfor alanımızdır. Diğer her şey yabancıdır. Tanımlayamadıklarımızdır, bilinmeyendir ve bizi ürkütebilir.

‘Hiç kimse bir alışkanlığa veda etme cesaretini gösteremez.’
Balzac

Sen öyle san Balzac, biz veda etmeye karar verdik, kimse buna engel olamaz. 🙂

Alışkanlık ne kadar güçlü ise zihnimizi yönetebilme gücünü de o kadar kaybetmiş oluruz. Kısaca aklımız bizi yönetmeye başlar ve ona fırsatı da biz veririz. Bizim alışık olduğumuz alanın dışında davranış sergilemek istediğimizde de zihnimiz bunu engellemek için elinden gelen her şeyi yapar. Kilo veremiyorum, sevmediğim işte mutsuz olsam da çalışmaya devam ediyorum, her sabah spor yapmadan kendime gelemiyorum, her gün 8 saat uyumazsam kendimi yorgun hissediyorum, sabah kahvaltıda yoğurt yemezsem güne başlamamış oluyorum… 

Alışkanlıklar öyle bir kalıp yaratırki düşüncelerimizi, konuşmalarımızı, ve davranışlarımızı güçlü bir şekilde etkiler. Kısaca kalıplar içinde yaşamaya başlarız. Su olsanız bardakta mı yoksa okyanusta mı olmak istersiniz? 

 

Önce alışıyoruz. Birbirimizi tanıdıkça alışıyoruz, alıştıkça yakınlaşıyoruz. Yakınlaştıkça da alışkanlığa dönüşme riski içine giriyoruz. Sinan Akçıl’ın ‘Alışkanlık’ isimli şarkısının sözlerine bakınca anlıyoruz her şeyi…

Kolay atılmaz ki
Kalpten perişanlık
Sevgi geçer elbet
Peki ya alışkanlık onu ne yapalım

Alıştıklarımdan mısın Alışkanlıklarımdan mı

Alışkanlıkların sevmekle ilgisi yok. Birbirine ihtiyaç duymakla alakası var. İhtiyaç duyunca da ‘ben onsuz nefes bile alamam’ var. İyi de sen onunla doğmadın ki… Bu zamana kadar onsuz da yaşıyordun. İyi çok sevdin ama sen bir bireysin, kendin nefes alıp veriyorsun di mi o zaman neden nefes alamam diyorsun.

Mademki alışkanlıklar hayatımızın en ileri gelen hakimleridir, öyle ise ne yapıp yapıp iyi birini edinmeye çalışmalıyız.
Francis Bacon

Duygusal tepkilerimizde alışkanlıklardan ortaya çıkabilir. Örneğin daha sakin bir hayat istediniz. Fakat sürekli enerjik olmak da hoşunuza gidiyor. Neden enerjik olmayı, oradan oraya koşturmayı sevdiğinizi düşünün. Enerjik olduğunuz anlarda nasıl biri oluyorsunuz? İlk başlarda yaşamınızı hareketli olmasını sevdiyseniz, bununla ilgili bilinçaltında olumlu mesajlar varsa, sakin biri olmak için bilinçaltındakilerden arınmak gerekir. Bu inanç yer aldıkça, yaşam size sürekli enerjik deneyimler çıkartmaya devam eder. Olmazsa zaten ihtiyaçlarınız karşılanmaz ve mutsuz olursunuz.

Alıştıklarımdan mısın Alışkanlıklarımdan mı

Alışkanlıklardan vazgeçebilmek çok da zor değil. 21 gün süre vermiş uzmanlar. Belki bazıları daha kısa bazıları daha uzun sürebilir. En önemlisi konfor alanından çıktığının farkına varılması. Aslında konfor alanından çıkmakla zeminini genişletiyorsun, sınırlarını aşıyorsun. Alışkanlıklar varoldukça karakterini şekillendirmekle beraber gece gündüz çevreni güneş gözlükleri ile izlemeye başlıyorsun.

Enerjisi yüksek ve bundan zevk alan biri sakin olmak istiyorsa onu sakinleştirecek yeni alışkanlıklar edinebilir. Kısacası enerjisini başka yöne yöneltmek gibi. Ben kendimde meditasyon ve yogayı denedim. Zamanla da yazı yazmak bana rahatlatıcı ve sakinleştirici geldi.

Neden ve niçin olduğunu unutarak artık rutine giren ve onsuz kalırsam rahat alanımdan çıkarım, düzenim bozulur, ihtiyaçlarım karşılanmaz etkisi ile tutunduklarımızı bırakalım ki özgürleşelim. Aynı aldığımız nefesi tutmak yerine bıraktığımız gibi. Yaşamlarımız için en gerekli olan nefesi alıyoruz ve her zaman da bırakıyoruz. O zaman neden bunu yaşam alanımızı genişletmek, özgürleşmek için diğer her şeyde kullanmıyoruz.

Yaşamda ne yaparsan, ne yaşarsan, ne söylersen severek ve mutlulukla yap. Sana yaramayan alışkanlıklarından da bu şekilde kurtulman için önünde bir engel kalmaz.