Kendinle İlişkin Nasıl ?
‘Neden kendimi rahatsız hissediyorum?’ ‘Benim yapmam gereken ne?’ ‘Neden her şeyim var ama mutsuz hissediyorum?’ ‘Neden eksik ve yetersiz hissediyorum?’ ‘Kendimi neden karşılaştırıyorum?’ ‘Doğru yolda mı ilerliyorum?’ ‘Asıl yapmam gereken ne?’ en radikal soru ise ‘GERÇEKTE BEN KİMİM?’
Araştırma, soru ile başlar. Atma-vichara, gerçek anlamda kim olduğumuzu, gerçek doğamızı araştıran süreci ifade eden sanskrit dilinden bir terim.
Ramana “Ben düşüncesi”nin kaynağına ulaşmak iςin “Öz Benliğin soruşturulması” veya “Atma-Vichara” denilen metodu öğretmiştir. Başlangıçta çaba gösterilmesi gereken bu metotta kişi nihayetinde “küçük benliği”nden sıyrılmakta, zihin “kalp merkezi” denilen şeyde çözülmektedir. – wikipedia
Ramana Maharshi (d. 30 Aɾalık 1879 ‘ ö. 14 Nisan 1950), Tiɾuvannamalai yakınlaɾındaki Aɾunachala tepesinde yaşamış, Advaita Vedanta akımından Hindu mistiklerden biridir.
Öz varlığa dikkat kesilerek araştırmak
– Atma Vichara
Her inanışta bir anlamda özetleme (Yaptıklarının üzerinden geçip başarılarını takdir etme, hatalarından ders alma yöntemi) var. Buna günah çıkartmak de, karma temizleme de veya bilgelik yansıması de hatta ahlak sayımı de… Amaç hepsinde aynı. Özetlemek – İç dünyamızda detaylı temizlik yapmak.
Kullanmadığın, hoşuna gitmeyen veya işe yaramayan eşyalarını bir köşeye atarsın, sandıklara kaldırmışsın gibi kendinde beğenmediğin veya yanlış hissettiğin olayları ve durumları duygusal anlamda kendi içinde de bir köşeye atıyorsun. Kısaca bastırıyorsun. Tabii bu bastırılanlar eğer unutulursa hiç beklemediğin anda kendini öyle bir ortaya çıkarıyorlar ki en mutlu gününü mutsuz bir ana çevirebilirler.
Bilinçaltı dehlizlerinde kaybolma riskine rağmen kendine dürüstlükle bakabilir misin?
Çoğumuz için kendimizi görmek, dinlemek kolay değil. Aynaya bakınca kaçınız ay ne müthişim diyor 🙂 Çoğu zaman kendimizden rahatsız oluyoruz. Kendimizi haklı görme, suçlama ve reddetme alışkanlığı çok derinlere yerleşmiş durumda. Bazılarımız başarılarımızı kabullenmekte zorluk yaşarken, Çoğumuz hatalarımızı kabullenmekte daha da zorlanıyor. Sebeplerden biri sıklıkla bir şeyleri aynı tarzda yapma hallerimizle kendimizi tanımladığımızdan değişeceğimize inanmıyoruz. Hatta değişmek istemiyoruz!
Vazgeçmek bu kadar zor mu?
M.F.
Özetlemenin mucizesi kendinin farkındalığı. Ve bu dönüşümü gerçek yapıyor. Gününe, haftana, ayına hatta yılına baktıkça rahatsızlık verenleri temizliyorsun. Başlangıçta zorlanabilirsin ve sonra dişlerini fırçalamaya dönüşecek. Dişlerindeki yemek artıklarını temizlemek gibi olacak. O artıklardan kurtulman için fırça ve macun yeterli. Günde en az iki kere yaptıkça da ömür boyu sağlıklı dişlerin olacak. Tüm olay bundan ibaret. Sen yaşamındaki enerji yüklü olaylara bakıp onları temizledikçe açıklık ve özgürlüğe sahip olacaksın. Kendin olacaksın.
Serbest Bırakma Ritüeli
Belirli bir süre aynı pozisyonda kalacağın için rahat edeceğin şekilde otur. Bağdaş kurmak veya dizlerinin üzerinde olmak, ya da sandalyede oturmak… Hangisi sana iyi geliyorsa bu şekilde oturmanı öneririm. Bedensel sınırlamalar yaşıyorsan sırt üstü yatabilirsin. (sırt ağrıları olan kişiler için duvara dayanarak oturmalarını öneririm)
1. Kendini sevgiyle kabullendiğin ve sevildiğini hissettiğin bir zamanı hatırla. Bu anı hatırlarken detaylandır. Neredesin, kiminle veya kimlerlesin, nasıl bir ortamdasın, üzerinde hangi kıyafet var, saçın nasıl, ayağında ne var gibi… Derinlerine işlemeye başladığını o sevildiğin ve sevgiyi hissettiğin zamanı hayalden öteye taşıdıkça içinden ‘Parçası olduğum evren tarafından kabullenildiğimi daha derinden hissedebilir miyim?’ diye sor.
Kabullenilmenin yarattığı etki devam etmen için cesaret verecek.
2. Sende etki yaratmış olan olayları, sözleri ve fikirleri yazmaya başla. Bazıları pozitif ve kutlamaya değer olacak. Bunlar önemli. Tabii birde negatif olaylar var. Bir kaç kelime ile veya detaylandırarak yazmayı dene. Bir başka kişi veya kişiler varsa onların söylediklerini yaz. Olabildiğince objektif yani eleştiri veya yargı olmadan yapmaya çalış. Her ne olduysa onu yazmanı öneririm. Aynı objektiflik ile hislerini yaz. – Gurur? öfke? utanç? korku?
3. Şimdi yazdığın listeyi oku. Özür dilemek istediğin veya ‘düzeltmek’ istediğin bir şey varsa not al. Geçmiş olayda birikmiş enerjiyi serbest bırakabilmek için durumu analiz ederek gerekli aksiyonların neler olduğunu belirliyorsun. Ve buna benzer bir durum yaşamamak için aslında öğrenmen gerekeni anlamış oluyorsun.
(Genelleme yaparak kendini sınırlandıracağını unutma. Bir ilişki sonunda kız arkadaşın seni terk etmişse tüm kızlar terk eder, zaten verdiğin emeklere değmez gibi genelleme yapma demek istiyorum. Durumu analiz edip onu hatalı bulmuş olabilirsin. Belki de onun senin terk etmesi senin kendini yeterince sevilmeye layık bulmayışın olabilir. Ya da zaten onunla aynı frekansta olmadığındandır ve senin cesaret edemediğini o yapmıştır, ya da seni gerçekten seven kızın hayatına girmesi için yer açmıştır… Genelleme içine girdiğin her zaman düşünceyi inanca dönüştürmekle kalmayıp gelecekte gene benzer durumları yaşamına çekmeye devam edersin.)
4. Negatif listene yeniden göz at ve sonra yak. ‘Bu negatif olaylar, hisler, aksiyonlar çözünüp gitsin ve onlar yüzünden kimseye bir zarar gelmesin’ diye söyle içinden. Pozitif olanı da yak ve içinden ‘başarıların ve pozitif davranışların başkalarına yararı olsun’ diye söyle.
Bu çalışma her ne kadar bazılarınız için garip bir tören gibi görünse de nörofizyolojik bir sebebi var aslında. Beyin bilimi bize eğer bir alışkanlığı veya düşünce biçimini değiştirmek istiyorsak, varolan sinirsel yoldan farklı bir yol oluşturmamız gerektiğini söylüyor. Yani değişimi ifade eden bir hareket, veya davranışta bulunmalıyız. Çok büyük adımlara da ihtiyacın yok. Her gece yatarken elma yiyorsan 5 gün yememeyi seç. Elma yerine muz ye, hatta bir şey yeme. Bu kadar ufak değişim bile başka bir sinir ağının oluşumunu değiştirebilir.
Özetleme sayesinde listelediğin her şey senin bilinçaltındaki kalıplarını ve acı veren alışkanlıklarını değiştirmene yardımcı olacak.