Hastalandın, yataktan kalkamıyorsun, çaba harcıyorsun, zorluyorsun ama yapamıyorsun. Yapılması gereken bir sürü işin var, tamamlanması gereken ödevlerin var, geçilmesi gereken sınavların var, uzun zamandır beklediğin tatile bir gün var, hayalini kurduğun işin görüşmesine saatler var… Ama yataktan kalkacak halin yok. Asıl şimdi hastalanmaktan dolayı şikayetleri ard arda dizeceğine kabullenmeyi dene. Hasta olmaya direnmektense Bu anda, Bu bedende, Bu düşüncede ve yaşamın Bu evresinde kabullenerek huzuru, tatmini ve yeterliliği keşfet. Direnmek yerine kabullen ve teslim ol. Hasta olduğunu kabullenerek iyileş, çünkü sen yapman gerekenlere odaklandıkça eksiklik buldukça bu an yerine geçmişe ve geleceğe gidip gelip durursun. Hasta olduğunu kabullenmekle iyileşmeye başlarsın.
Direnç gösterdiğimiz her konuda, kabullenmeyi red ettiğimiz her şeyde teslimiyet imkansızlaşır. Anda olmak yerine geçmişe veya geleceğe doğru yol alırız. Bir yaranın olduğunu kabullendiğin zaman onu iyileştirmek için adım atarsın. O yarayı göz ardı ettikçe onun iyileşmesini engellersin.
Kabullenmek bir denge gibidir, belki de tüm hayatını onu aramakla geçirebilirsin. Her ne olursa olsun Bu anda, Bu bedende, Bu düşüncede ve yaşamın Bu evresinde huzuru, tatmini ve yeterliliği bulmaktır kabullenme. Saf kabullenme ile beraber büyük dönüşüm başlar. En özgün ve en parlak sen ortaya çıkar.
Dışarıdaki ile sürekli karşılaştırma ile geçer hayatımız. En yakınımızdan en uzakta olanımıza kadar bitmek bilmeyen bir karşılaştırma, yetersizlik ve eksiklik duygusu ile yaşamaya çalışırız. İşte yan masada oturanla, sınıfta en yüksek notu alanla, yarışmada birinci gelenle, hatta sonuncu gelenle bile karşılaştırırız kendimizi. Öyle kodlamış sistem bizi, elimizde değil, kabullenmek yerine direneceğiz. Hasta olsak da çalışacağız, kilolu olsak da yiyeceğiz, ayağımız ağrısa da spor yapacağız, yaşlansak da estetikler yaptırıp gençleşmeye çalışacağız, rahat etmesek de trend olanı giymeye çalışacağız, mutsuz olsak da mutluymuşuz gibi yapıp sosyal medyaya fotoğraflar yükleyeceğiz, kabullenmek yerine olduğumuz halimizi direneceğiz. Reddeceğiz asıl gerçeğimizi ki özgürlüğümüzden vazgeçelim. Sistem öyle istiyor çünkü. Sistem seni yönlendiriyor eğer sen özgünlüğünden vazgeçersen, eğer gerçek güzelliğini başka şeylerle örtmeye çalışırsan. Dergiler, diziler, sosyal medyada her an karşına çıkan güzel kadınlar, yakışıklı erkekler, mükemmel vücutlar, ömrün boyu oturamayacağın evler, tatiller, kullanamayacağın arabalar, yaşayamayacağın hayatlar. Sen kıyasla ki kendini sistemin belirlediğine göre değiş, özünden uzaklaş ve sistemin içindekilerle aynısını yaparak güzel ol, başarılı ol, zengin ol.
Labirentin içindeki fare gibi dön dolaş ve bir türlü çıkışı bulama… Fare bile deneyimlerinden ders alıp 3. kez aynı yere gitmiyor ama insan tekrar tekrar aynı yolu deniyor sanki başka alternatif yok gibi. Onun gibi olmaya çalış, bunun gibi başarı kazan, şunun gibi giyin. Belki 10 tanesinden 1 tanesi kendi gerçekliğini yansıtıyor bize diyor uzmanlar. Ama biz diğer dokuzunu baz almayı tercih ediyoruz. Çünkü gerçek olanı kabullenmek zor geliyor, aslında en kolayı o.
Sadece dışarısı ile değil kendi kendimizi kendimizle kıyaslayarak da kabullenmeyi reddediyoruz. Kendimizle mücadele haline oldukça sevgisizleşiyor, kendimize acı çektiriyor ve karanlıklara doğru yol alıyoruz.
Şikayet Etmek Yerine Asıl Şimdi Kabullenmeyi Dene
Saf kabullenmeye açılınca en özgün ve en parlak versiyonun ortaya çıkıyor. Büyük dönüşümün kendisi oluyorsun aslında çünkü o zaman sonsuz sevgi ve iyileşme var yolun kendisinde. Her şeyi olduğu hali ile görerek yaşamına hoş geldin diyebilme yeteneği kabullenmek.
Büyük adımlar, planlar yapmana gerek yok. Küçük bir adım atman yeterli kendin için. Sabahları ne olursa olsun yüzünde gülümse ile uyan ve kendine iyi bir şey söyle. En son ne zaman aynaya bakıp kendine güzel olduğunu söyledin, en son ne zaman başardıkların için kendini takdir ettin, en son ne zaman bedenini sevdin… Görünümün ve hislerinle ilgili negatif düşünceler yerini olumlu olanlara bırakıp, yaşamın içinde her gün karşılaştığın zorluklara karşı nefes almayı dene. Onlar seni kendinden uzaklaştırmak yerine seni sana yaklaştıran, seni özünle buluşturan, seni özgürleştiren zorluklar olsun.
Kendine inan çünkü sen muhteşemsin, hak ediyorsun, yeterlisin, yeteneklisin ve kendine özgün bireysin. Bu dünyaya iyi olmak için geldin ve dünyanın geri kalanının sana ihtiyacı var. Kabullenmek; Şimdide Kendini Sevme Sanatı. Şükret, Teslim ol ve sınırlarının ötesine geç.
Kabullenmeyi Dene ki Dönüş. Kabullenmeyi Dene ki Sev. Kabullenmeyi Dene ki Sevil. Kabullenmeyi Dene ki Ayrım yapmak yerine birleş.