Bazı anlar gelir ve sınırlarımıza ulaşırız. O sahip olduğumuz güç ve esneklik gider. Kaybedilen bir iş, beklenmedik bir hastalık, kaybedilen biri, bir türlü verilemeyen kilolar, sonlanan bir ilişki, başarı sağlanamayan bir proje… Liste uzayıp gider. Sonuçta o an gelir ve sınırımızla karşılaşırız. İşte o an seçim zamanıdır. Varoluşumuzdan gelen bir bakıma gizemli ve aynı zamanda bizlere gerekli teslimiyet gücü yaptığımız seçimlerle ortaya çıkar. İsyan etmek yerine durumu kabullenmek ve teslim olmak talihsizlik sandığımız, kötü nitelendirdiklerimizin dönüşmesine yardımcı olur. Bu teslimiyet aslında zorlukları yenme gelme gücünü yaratır. Yeniden ayağa kalkma gücünü verir. İçimizde var olan ve sınırlarımıza geldiğimizde ortaya çıkan bir güçtür. Aynı bebeklerin yürümeyi öğrenmeleri gibi… Onlar emeklerken ayağa kalkmaya çalışırlar. Önce düşerler ve sonra tekrar kalkarlar. Düşmekten korkmadıkları gibi kalkmaya ve yeniden denemeye cesaret ederler. Onlar usanmaz, yılmaz ve devam ederler ve sonunda da yürürler. Bebeklikten var olan bu gücü zamanla unutabiliyoruz.
Bir çok filmde, kitapta, şarkıda, gerçek yaşam hikayelerinde yeniden ayağa kalkışı, zorluklarla mücadele edenlerin inançla yaşama devam etmelerini tekrar tekrar anlatanlar oldu. Bizlere var olan gücümüzü hatırlattılar. Dinledik, izledik, okuduk ve şimdi bunlardan ilham almanın tam zamanı.
Herkesin başına gelebilir, gelmiş de olabilir. Üst üste kayıplar, beklenmedik değişimler ve kalp kırıklıkları en özel sandığımız insanların bile başlarına gelir, aynı bizler gibi. Zaman en iyi ilaçtır denmesinin sebeplerinden biri kendini o anda bırakmadan önüne bakarak şimdi ne yapabilirim, nasıl kendimi dönüştürebilirim demekle değişim başlar. Seçim yapmaktır asıl olan. Bizlerde doğuştan var olan gücü krizler anında bir katalizör olarak kullanarak enerjiyi olumlu olana dönüştürebilmek aslında bir tek yaptığımız seçime bakar. Ya arkamıza dönüp kayıplarımıza, aldığımız kilolara, hastalıklara bakıp keşke olmasaydı deyip geçmişte kalmak veya önümüze bakıp ruhsal olgunlaşmamızı sağlamak. Başlangıçta zorlayıcı ama kendinden basit bir seçimle bakış açımızı değiştirip yenilenmek, ruhsal olarak büyümek…
İç güdü, empati, mizah, yaratıcılık, esneklik ve aklı sakinleştirip odaklamakla zorlukları yenme gücü içimizde var olur. Tam anlamıyla zoru başarmak için acı ile başa çıkabilme gücümüzü ortaya çıkarmamız gerekir. Acıdan kaçarak ve her durumda acı yaşamaya engel olmak adına kendimizi sınırlandırarak aslında ızdırap çekeriz.
Bir çoğumuz için acı ve ızdırap birbirinin içine geçmiş gibidir. Bir şeyler ters gittiğinde kendimizi kurban gibi hissederiz hatta karmik anlamda cezalandırıldığımızı düşünür ve bunları hak ettik deriz. Izdıraplara kapılmak yerine duygularımızı açığa vurmakla yaşadığımız acıyı kabullenmekle üstesinden geleceğimizi unuturuz.
Zorlukları yenme gücü her durumu kendi avantajına çevirmekle olur. Yaşanan olumsuzluğa önce teslim olmak, kabullenmekle başlar. Sonra kendi iç gücünüzün farkındalığını ortaya çıkarmakla üstesinden gelebileceğinize inanmakla devam eder. İnanmak ve başarmak elele vermişlerdir ve içinizde doğuştan var olan gücün açığa çıkması ile ateşlenmeleri yeterlidir. Pes etmemeyi, zorlukları yenme gücüne sahip olmayı bizlere en iyi anlatan filmlerle yazımı bitirmek istiyorum. Benim gibi film tutkunu sevgilim sayesinde sizlere ilham verebilecek bazı filmleri paylaşıyorum. En azından birini izlemekle sahip olduğunuz gücü hatırlayıp yaşamın zorluklarına rağmen hayata sıkı sıkı tutunup inanarak kendini dönüştüren insanların mücadelesi sizlere de ilham olabilir.
Unbroken (Boyun Eğmez) : Daha 10 yaşında içki, sigara içen haylaz bir çocuğun yaşamı polislerden kaçarak geçmiş. Abisi onu bu hayattan kurtarmak istemiş ve sonunda da atlet olmuş. Olimpiyatlarda Amerika adına yarışmış ve 2 dünya savaşına katılmış. Savaşta esir düşen kahramanımız zorluklara rağmen inancı ile oradan canlı kurtulmayı başarmış. Spor yapmanın ona öğrettiği önemli ders asla pes etmemekle beraber zorlukları yenme gücü olmuş.
Rocky: ‘Her şampiyon bir zamanlar pes etmeyi kabul etmeyen bir rakipti’ Rocky tüm mücadelelerden sonra zafere ulaştığında bu sözü söyler. Rocky: ‘Hayat, sizin ne kadar sert vurduğunuz değil, sert vurduğu zaman sizin ayakta kalıp ilerlemeye devam etmenizdir.’
Diriliş: Gerçek yaşamdan esinlenen filmde Leonardo Di Caprio’nun canlandırdığı Hugh Glass ölümüne verdiği mücadeleyi karısının ona söylediği sözle kazanır. Ağaçlar rüzgarla sallanır ama kökleri sağlam oldukça kimse onu yıkamaz.’