‘Mutlu olmak’ kelimelerini Google’da aradığımda 3,500,000 ayrı sonuç geldi. Mutlu olmanın bilimsel açıdan kanıtlanmış yollarından ilişkide ve evlilikte mutlu olmaya, hayatta mutlu olmanın 10 yolundan iş hayatında mutlu olmaya kadar günlerce belki haftalarca okuyacağınız yüzlerce yazı var. Kimi 10 yol var diyor kimi 3 yol var diyor kimi bilimsel olarak işin sırrı çözüldü diyor kimi de mutsuz olmaktan kaçının mutlu olursunuz diyor. Bendeniz naçizane olarak mutlu olmak için size şimdide olun ve şükredin diyorum.
Mutlu olmak : ‘Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu, saadet. Bilinci dolduran tam bir doygunluk durumu. İstek ve eğilimlerin tam bir uyumu ve doygunluğu. ‘ açıklaması ile sözlükte yerini almış. Tatmin olmak, her istediğine ulaşmak ve kavuşmak, düşündüğün ile yaşamında gerçekleşenin uyumu, başarılı olmak, sevilmek, sahip olmak, arkadaşlarınla beraber olmak, çocuğunla oynamak, sevgiline sarılmak, hediye almak, dans etmek, yoga yapmak, müzik dinlemek, denizde yüzmek, çiçek toplamak, kedi sevmek, köpeğinle gezmek, bir bebeğin gülüşünü görmek, yemek yapmak… mak, mek, mak, mek… olmakta olmak, yapmakta yapmak…
Hiç bir şey yapmadan, ‘mek’ ‘mak’ olmadan mutlu olunmuyor mu? Şu anda durup, hiç bir şey yapmadan mutlu olmayı deneyimleyin. Ama mutlu olmak için sebep yokken nasıl olacağız diyebilirsiniz. İnsanoğlunun geneli doğru olanı takdir etmek yerine yanlış olana odaklanmayı seçiyor. Olmasını istediği bir şey gerçekleşmediğinde umutsuzluk, mutsuzluk, veya üzüntüye kapılıyor. Peki olan şeyleri neden görmüyoruz, neden unutmayı seçiyoruz? Mutluluğumuzu sürekli olmasını istediğimiz bir duruma bağlıyoruz.
Büyümek, söz dinlemek, kurallara uymak, mezun olmak, sınavları kazanmak, başarılı olmak, işe başlamak, kariyerinde yükselmek, para kazanmak, ilişki yaşamak, evlenmek, çocuk sahibi olmak… Yaşamda doğduğumuz andan itibaren ailelerimiz bizi olmak durumuna sokuyor, onları da kendi aileleri sokmuş, ne yapsınlar… Hep bir şeyler olmalı, bir durumlara ulaşılmalı ve olmayınca ne oluyor sizce? Genelde uzmanlarında görüşü olarak mutsuzluk ortaya çıkabiliyor.
Aslında sonuç odaklı yaşamak yerine yolculuğun tadını çıkarmamızı bize öğretseler daha güzel olmaz mıydı? İstenilen sonuç olmadığında da mutsuzluk yaşanmazdı. O yolda ilerlediğimiz, adım attığımız için şükrederdik, şimdiki anda kalıp (neden başaramadım, neden olmadı demek yerine) bu yere kadar geldiğimiz için mutlu olurduk.
Doğdumuz anda aldığımız ilk nefesle öldüğümüz anda verdiğimiz son nefes arasındaki süreçte yaşıyoruz hayatı. Nefes almanın önemini ise zamanla unutuyoruz. Nefes olağan bir şey durumuna geliyor.
Osman Müftüoğlu‘nun mutlu olmakla ilgili yazdığı yazıdan bir alıntıyı paylaşmak istiyorum.
‘Mutlu olmak için pek çok şeye ihtiyacınızın olduğunu düşünebilirsiniz ama ihtiyaç duyduğunuz o şeylerin çoğunun aslında eskiden zaten sahip olup sonradan kaybettiğiniz şeyler olduğunu pek fark edemezsiniz.
Hayat kalitemizi bozan güncel sorunlardan çoğunun kaynağı mutsuzluğumuzdur: Uyku sorunları, yorgunluk yakınmaları, çarpıntı atakları, mide-bağırsak spazmları, kas ve eklem ağrılarınızın, göğüs sıkışmaları ve nefessiz kalmalarınızın, kırgınlık ve alınganlıkların, hiddet ya da öfke patlamalarına kapılmamızın, eşimize, işimize, arkadaşımıza bile güvensizlik duymalarınızın, endişe ve korkularınızın arkasında çoğu kez mutsuzluk sorunu yatmaktadır’
Geçmişte ne olduysa oldu, gelecekte ne yaşanacak bilinmez. Gerçek olan şimdide, şu anda. Şu an varoluşumuzda olan her şey için şükretmenin tam zamanı. Bir şeyler hayatımızdan gittikten sonra değerini fark etmek yerine şimdide olan için şükretmek… Beklentilerimiz gerçekleşmediğinde mutsuz olmak yerine halen nefes aldığımızın farkına varıp şükretmek… Birileri bizim için bir şey yaptığında teşekkür ederek şükretmek… Tatmin olma hissi geliştikçe hiç bir şey yapmanıza gerek olmadan mutlu olursunuz. ‘Mekler -maklar’ olmadan, birilerine bir şey ispatlamaya çalışmadan, beklentilerin peşinde koşmadan da mutlu olmak…
Gülen bebeklere bayılıyorum. Yeni keşfettiği dünyada etrafa gülücükler saçıyor. Duyuları gelişmemiş olmasına rağmen mutluluk saçan gülüşlerle çevresine bakınıyor. Acıkınca ağlıyor, gazı gelince ağlıyor, uykusu gelince ağlıyor… ağlıyor da ağlıyor. Fakat bir şeyi eksik olduğu için ağlamıyor. Kendi kendine yapmayı bilmediği için ağlıyor.
Fotoğraflar getty image aittir.