İmkansız Olanı Başarmak Senin Seçimlerinde

2015 senesinde yoga eğitimi almak ve yoga uzmanı olarak kendime yeni bir kariyer belirlemek üzere yola çıktım. Bu yola çıkış fazla kolay olmadı. O dönem kendini engelleme sanatında usta olduğumun işte o zaman farkına vardım. 35 yaşından sonra nasıl yeni bir kariyer yaratabilirim ki diye ilk engelleme cümlesi karşıma çıktı. Sonrasında okuduğum üniversiteden çalıştığım işlere kadar hiç birinin yoga ile alakalı olmadığını fark edip yavaş yavaş vaz geçme yollarına gittim. Yaşadığım bazı olaylar ve mucizevi insanların etkisi ile 2016 yılına girerken yoga uzmanlık diplomamı aldım. Almakla kalmadım devamında da uzman olarak beklediğimden daha kısa sürede yoga alanında çalışmaya başladım.

İmkansız Olanı Başarmak Senin Seçimlerinde

‘Bir şeyin imkansız olduğuna inanırsanız, aklınız bunun neden imkansız olduğuna dair size ispatlamak üzere çalışır. Ama bir şeyi yapabileceğinize inandığınızda, gerçekten inandığınızda, aklınız yapmak üzere çözümler bulma konusunda size yardım etmek için çalışmaya başlar. ‘ Dr. David J. Schwartz 

Yeni bir yola çıkmanın yarattığı heyecanı bir çoğumuz biliriz. Özellikle uzun zaman boyunca hayalini kurduğumuz bir yere gidecek olmak bu heyecanı arttırır. Tabii ki öncelikli olarak tatillerden bahsediyorum. Tatile gitmek konusunda heyecan yaşamayan biri var mıdır?  Ne güzel.. her şey harika. Peki aynı heyecanı yaşamda kendimizle ilgili her konuda yaşayabilsek nasıl olurdu? Özellikle seçimlerimizle ilgili. Kendini engelleme sanatında uzmanlaşmak yerine kendi çözümün olma sanatında başarılarımız olsa diyorum…

Sınırları olmayan bir hayatı yaratmak aslında bizim elimizde. Neyi seçersek ve ona gerçekten inanırsak olmaması için bir neden yok. Eğer engelleyen bir neden varsa da bunu yaratan gene bizleriz. Nasıl mı? Kendi kendimizi negatif düşünceler içine sokma konusunda uzmanlaşarak. Yeni bir işe başlamak isteyen birinin engeli ‘ zaten yaş olmuş 35 nasıl yeni bir kariyer yaparsın’ kilo vermeye uğraşan birinin engeli ‘bu kadar uğraştın kilo veremedin, şimdi mi verebileceksin? Kilolu olduğunu kabul et işte. Olmuyor, olmayacak. Her pazartesi başladığın diyetler zaten sonuç vermiyor. ‘ Sosyalleşmek isteyip yapamayan birinin engeli ‘Sizlerle yemeğe gelmek istiyorum ama şu an detoks yapıyorum, evden çıkmasam iyi olur’ Spora başlamak isteyen birinin engeli ‘Şimdi gene yazılacağım bu spor kulübüne, o kadar para vereceğim, gene gitmeyeceğim. İyisi mi baştan hiç başlamamak’ Yeni ilişkiye başlayan birinin engeli ‘Şimdi ilişkimiz başladı da o Anadolu yakasında oturuyor ben Avrupa, nasıl olacak gidip gelmek?’ Sağlıklı olmak isteyen birinin engeli ‘Sabah yürüyüş yapalım dedik de ben sabah erken kalkamam ki.’

 

Gün içinde sayısız kere kendimize engeller yaratıyoruz. Hadi bunlar önemini kaybedebiliyor. Peki yaşamsal seçimlerimiz için yarattığımız engellere ne oluyor? Bizleri zaman içinde mutsuzlaştırıyor. Kendi gerçeğimizden uzaklaştırıyor ve dünyamızı sınırlıyor. Vaz geçmek en kolay çözüm oluyor.

 

Bir de vazgeçmeyip devam edenler var. 60 yaşından sonra resime başlayıp sergiler açan var. Vereceği kiloya inanarak zorlanmadan istediği ölçülere kavuşanlar var. Kulakları duymasa bile dünyanın en ünlü müzisyenlerinden biri olan var. İkiz kuleler arasında tel üstünde yürüyenler var. Çölde 2000 km yolu bir haftada motorla geçmeyi başaranlar var. Fırtınalara rağmen korkusuzca denizleri aşanlar var. Var da var 🙂

Benim için hayat yaşamın kıyısında yaşamak demek. Devrimi deneyimlemek, kuralların dışına çıkmak. Kendini tekrar etmeyi reddedip her günü, her yılı, her fikri bir aşama olarak gördüğün zaman yaşamı gergin bir ip üzerinde yaşamaya başlarsın.’ Philippe Petit

 

Çocuklar gibi olabilsek diyorum bazen. Onlar farkında olmadan kendi çözümleri oluyorlar. Oyuncak bulamasalar evdeki tencere tavalarla kendilerine hayali yemekler pişiriyorlar. Parmak kadar araba ile saatler geçiriyorlar. Sokakta kimseyi umursamadan saatlerce oyunlar oynuyorlar. Eğleniyorlar, mutlular.

Engeli yaratan sadece zihinlerimiz. İmkansız Olanı Başarmak Senin Seçimlerinde.

—–

mutlu olmak

Bilim adamları pirelerin farklı yükseklikte zıplayabildiklerini görürler. Birkaçını toplayıp 30 cm yüksekliğindeki bir cam fanusun içine koyarlar. Metal zemin ısıtılır. Sıcaktan rahatsız olan pireler zıplayarak kaçmaya çalışırlar ama başlarını tavandaki cama çarparak düşerler. Zemin de sıcak olduğu için tekrar zıplarlar, tekrar başlarını cama vururlar.

Pireler camın ne olduğunu bilmediklerinden, kendilerini neyin engellediğini anlamakta zorluk çekerler. Defalarca kafalarını cama vuran pireler sonunda o zeminde 30 santimden fazla zıpla(ya)mamayı öğrenirler.

Artık hepsinin 30 cm zıpladığı görülünce deneyin ikinci aşamasına geçilir ve tavandaki cam kaldırılır. Zemin tekrar ısıtılır. Tüm pireler eşit yükseklikte, 30 cm zıplarlar! Üzerlerinde cam engeli yoktur, daha yükseğe zıplama imkânları vardır ama buna hiç cesaret edemezler. Kafalarını cama vura vura öğrendikleri bu sınırlayıcı ‘hayat dersi’ne sadık halde yaşarlar. Pirelerin isterlerse kaçma imkânları vardır ama kaçamazlar.

Çünkü engel artık zihinlerindedir. Onları sınırlayan dış engel (cam) kalkmıştır ama kafalarındaki iç engel (burada 30cm’den fazla zıplanamaz inancı) varlığını sürdürmektedir.

İnsan neye inanıyorsa onu gerçeği yapar. Hayallerini sınırlayan cam tavanı da gene kendi yaratır. Bilinç dış dünyadan etkisiz kalıp sakinlediğinde gerçeğini yaratır. İmkansız; kendini engelleme sanatında usta olmaktan başka bir şey değildir. İmkanlı ise yaşama sanatının üstadı olursun. Başarmak senin seçimlerinde.

Size en son bir film önerisi yaparak yazımı bitirmek istiyorum. Bu yazıyı yazmam için de bana ilham veren bir film. Eddie The Eagle, Türkçesi Kartal Eddie olarak çevrilen film Nisan 2016’da vizyona girdi. Home video veya Digiturk‘ten izleyebilirsiniz. Film, İngiltere tarihindeki en ünlü kayak atlamacısı Michael Edwards nam-ı değer Eddie the Eagle’ ın ilham verici üstün başarısını anlatıyor. Anlatmakla kalmıyor ilham veriyor. Eddie kayakla atlamaya başlamadan once bir çok spor dalında şansını dener. 1984 Kış Olimpiyatları’nda İngiliz takımına giremez ve dalını kayakla atlama olarak değiştirir. Herkesin yapamazsın demesine rağmen olimpiyatlara katılmaya hak kazanır ve bir mucize yaratır. Film, Edwars’ın sıra dışı ihtimaller ve mücadeleler karşısında insani ruhunu ve direncini kutlaması aslında.

İmkansız Olanı Başarmak Senin Seçimlerinde. 

İmkansız diye bir şey yoktur. Yogaya ilk başladığımda bunu fark ettim. Önce hiç esnek değilim dedim sonra o kadar güçlü değilim ki dedim… Ve bir gün konuşup dırdır yapmaktan vaz geçtim. Ve o pozları yapmış olduğumu önce hayal ettim, sonra odaklandım ve en son olarak kalpten inandım. İşte imkansız olan imkanlı oldu. Herkes için her şey her zaman imkanlı. Başarmak Senin Seçimlerinde!

Fotoğraflar Getty Image aittir.