İlişki Kurma Sanatı ve Etkili İletişim

İlişki Kurma Sanatı

Eğer dağda bir mağarada veya tek başına bir adada yaşamıyorsan, kendi dışında başka insanlarla ilişkide olman gerekiyor. İlişki, iki kişi arasındaki karşılıklı ilgi, bağ, temas olarak nitelendiriliyor sözlükte. Bağlantı ve temas ilişki kurmanın yollarının başında gelirken biz ne yapıyoruz?

İlişki kurma sanatı konusunda teknolojinin gelişmesi ile uzmanlaştığına inanan bir toplum oluverdik. Modern dünyanın dijital iletişim yöntemlerini kullanmak hepimize kolay geliyor ve görünüşte de bizim iletişim kurmamıza yardımcı oluyor. Whatsapp, facebook messenger ve benzerleri ile uzaktan veya yakından tanıdığımız kişilerle yazışarak onlarla iletişim kurduğumuzu sanıyoruz. Bunu ben söylemiyorum, Silent Messages kitabının yazarı Albert Mehrabian, iletişimin yüzde 93’ünün sözsüz iletişim olduğunu, dijital yollarla kurduğumuzun iletişimin yalnızca yüzde 7’sinin gerçekte ne demek istediğimizi ilettiğini öne sürüyor. Kalpler, gülen suratlar, ağlayan suratlar duygusal ifadelerimizi iletmek için kullandığımız emojiler. Albert Mehrabian araştırmasına göre email, mesaj, Twitter, messenger veya whatsapp ile beden dilini ve mimiklerimizi (iletişimin yüzde 55’ini mimiklerimiz oluşturuyor) ve zengin kelime dağarcığımızı tamamiyle kaybetme riskine sahipmişiz. Teknoloji ilerledikçe yüz yüze iletişim kurduğumuz zaman dudaklarımızın arasından sözcükler yerine emojiler çıkıvermesinden korkmaya başladım.

İmaları ve ince ayrıntıları kenara bıraktığımız zaman, yanlış anlaşılmalar, yanlış iletişim kurma, manipülasyon ve nesnelleştirmeye doğru ilerleyen uzun ince bir yola girmiş oluyoruz. Marc Zuckerberg sayesinde 2008’de yaşamlarımıza giren Facebook bizi iletişimden koparan yegane dijital gelişim aslında. Amerikalılar günde 2,8 saatini Facebook önünde geçiriyor. Bu rakama bir de diğer sosyal medya ve iletişim kanalları ekleniyor. Türkiye’de her ay yaklaşık 39 milyon kişi sosyal paylaşım sitesi Facebook‘u kullanıyor. Facebook tarafından açıklanan ikinci çeyrek küresel ve yerel kullanıcı rakamlarına göre, bu kişilerin yüzde 85’inin ise bağlantılarını mobil cihazlar üzerinden sağlıyor.

Dünya çapında Facebook’un günlük kullanıcı sayısı Haziran 2015 itibarıyla 968 milyona ulaştı. “Kullanıcıların 844 milyonu sosyal paylaşım sitesine akıllı telefonlarıyla bağlanıyor. İnsanlar Facebook, Messenger ve Instagram’da toplamda günde ortalama 46 dakika zaman geçiriyor. Facebook’u günlük aktif olarak kullananların yüzde 83,1’ini ABD ve Kanada dışından bağlanan sosyal medya kullanıcıları oluşturuyor.”

Facebook üzerinden bir çoğumuz eski okul arkadaşlarını buldu. Uzun yıllardır iletişim kurmadığı arkadaşları ile bağlantı kurdu. Kurdu da kurdu, peki sonra ne oldu? Kaçımız o kişilerle bir araya geldi? Kendi kendime itirafta bulunarak Facebook üzerinde görünen arkadaş listemin (1500’ü buluyor) içinden belki 10 tanesi ile gerçek hayatta görüşüyorum. Hepimiz birbirimizi like diyoruz, gülen suratlar gönderiyoruz, doğum günü kutluyoruz ama gerçekte onlarla birebir iletişim kurmuyoruz. Benzeri watsapp üzerinde de var. Ayrlar boyu yazıştığımız kişi ile yüzyüze kaç kere görüşüyoruz? Sizce yüzeysel değil mi tüm bu yaşadıklarımız? Birebir iletişim için neden vakit ayırmaktan kaçınıyoruz? Teknolojinin arkasına saklanarak kendimizle ilgili neyi gizlemeye çalışıyoruz?

 

İlişki Kurma Sanatı ‘nda Ustalaşmak

Teknolojiden Uzaklaşın

Günde 1 saatinizi tamamiyle teknolojiden uzaklaşarak geçirin. Sadece Facebook değil, watsapp, twitter veya ne varsa tüm bunların bir arada olduğu cep telefonlarınızı kapatın. Bunu akşam yemeği için uygulayabilirsiniz. Akşam yemeğe gittiğim zaman çevredeki masalara baktığımda dikkatimi çeken karşılıklı oturan iki kişinin aynı anda cep telefonlarına bakıyor olması veya birinin cep telefonu ile ilgilenip karşısındaki kişi ile iletişimini koparmış olması. Çuvaldızı kendime de batırmayı ihmal etmeyeceğim çünkü farkında olmadan şu email cevap vermem lazım, şimdi sitemle ilgili twitterda şu yazıyı paylaşmam lazım, acaba kim nerede ne yapıyor gibi sorulara yenik düşerek çoğu zaman aynısını ben de yaptığım için biliyorum. 🙂 (emoji eklemeden olmaz)

 

Göz Teması Kurun

Artık yolda yürürken hatta araba kullanırken telefonlarımıza bakmadığımız bir an bile yok. Konuşma esnasında bile birbirimizle göz teması kurmamıza engel yaratan bir şey aslında. Görünürde iletişim kurmamızı sağlayan telefonlar aslında bizleri birbirimizden uzaklaştırıyor. İnsanlarla iletişim kurarken vücut dilinizin ne kadar önemli olduğunu biliyorsunuz elbette. Ama farkında olmadığınız şey, gözlerinizin tüm diğer faktörlerden daha etkili olduğu ve çok daha fazla mesaj verdiğidir…

Doktor David Givens, iletişimde bakışlarının önemi için “Göz teması, birisiyle iletişim kurmanın en önemli yollarından birisidir.” diyor ve ekliyor “İletişim kurmak için gözlerimizi kullanmamız, evrimsel bir içgüdüdür.” Yani siz farkında olmasanız da, doğru bakış üzerinde çalıştığınızda çevrenizdekilere çok farklı mesajlar yollayabilirsiniz.

Güven kazanmak, içten ve samimi olduğunu belirtmek ve dürüstçe konuşmak için, gözlerimizi kullanmamız gerekiyor…

Kendi zayıf noktalarımızı kabullenip benimsemek riskli, fakat sevgiden, kucaklanmadan ve sevinçten ödün vermek daha tehlikeli – Gerçekten karanlığı keşfedecek kadar cesur olursak, kendi ışığımızın sonsuz gücünü keşfederiz. ― Brené Brown

Dinleyin

Kulaklarınızı, gözlerinizi ve ellerinizi kullanın. İlişki kurma sanatında gördüğünüzün ne olduğuna dikkat edin. Dinleyerek keşfedin. Karşınızdaki cümlesini bitirene kadar, her kelimesine dikkat ederek dinleyin ve dinlerken ona ne cevap vereceğim diye düşünmeyin. İlişki kurma sanatı ile ilgili yazı yazdığım sırada yaşadığım bir olay dinlemenin önemini yeniden hatırlattı bana. Biri bir şey söylerken genelde ona vereceğim cevabı düşünüyormuşum. Cümlesini bitirmeden benim cevabımda hazır oluyordu. Bu hızlı düşündüğüm anlamına da gelmediğini anladım çünkü karşımdaki ile iletişim kurduğumu sanarken aslında tek taraflı monolog yaratarak asıl hissettiğimi dile getirmek yerine düşüncelerimden oluşan bir buketi sunuyormuşum. Ve tabii karşımdaki ile anlaşmazlık yaşama halim de yükselmiş oluyor. Tabii cep telefonu üzerinden yapılan bir konuşmada size önerdiğim dinleme (kulak, göz ve eller) durumunu yapabilmek bayağı zor. İş yaşamında da genelde yaşanan sıkıntılar iletişim kopukluğundan oluyor. Patron bir şey istiyor ama biz onu düşüncelere boğulmuş olarak dinlediğimizde istediği şeyin dışında bir sonuç ortaya çıkarabiliyoruz. Sonuç ise genelde iyi olmuyor.

Biri ile el sıkıştığınızda alışılagelmiş şekilde yapmak ilişki kurma sanatı ve etkili iletişimin önerdiği el sıkışın yarattığı etkiyi dinleyin, hissedin. Konuştuğunuz kişiye dokunmaktan korkmayın. Bu şefkatli iletişimin ve ilişkide farkındalıkla yer almanın ilk adımı. Patronunuzla dahi el sıkışırken korku veya çekingenlikle değil var olduğunuzu gösteren, etki yaratan şekilde sıkışın. Konuşmanın kontrolünü bıraktığımız an, tam anlamıyla anda kalıyoruz ve özgün halimiz bir çiçek gibi açılıp ortaya çıkıyor.

Fotoğraflar getty image aittir.