Geçmiş ve Gelecek Önemsizleşirken, Şimdide Olmak

Şimdide Olmak

Dün yaşadıklarının veya yarın yaşayacaklarının öneminin olmadığı bir zaman var mıdır? Dünün acabaları, keşkeleri, fakatlarının olmadığı; yarının beklentileri, planları ve programlarının olmadığı bir an var mıdır?

Şu an bir nefes al burnundan, olabildiğince derin olsun nefesin. Ve ağzından bırak. Bir kez daha al burnundan ve ağzından bırak. Şimdi burundan aldığın nefesi burundan bırakmaya başla. Nefesini takip et. Burnunun ucuna odaklanmaya başla. Nefes alırken serin havanın içine doğru gelişine ve nefes verirken sıcak havanın çıkışını burnunun ucunda hisset. Omuzlarını rahat bırak, bedenini gevşet…

Dün ne yaptın, nereye gittin veya kiminleydin… Yarın ne yapacaksın, nereye gideceksin veya kimle olacaksın… Hadi düşünmeye başla… Zorlanıyorsun di mi… Nefesine odaklandığın zaman dün veya yarın buhar olup uçup gider. Ve sen şimdide olursun.

Her günün sabahında bize 86,400 saniye veriliyor. Bu saniyeleri yarın için saklayamıyorsun, geçmişte biriktirip şimdide kullanamıyorsun. Saniyeler için bir kasa yok, özel bir hesap yok. Sadece 1 günün var onları kullanmak için.

1 salisenin önemini anlamak için olimpiyatlarda gümüş madalya kazanana sor!

Yaşamda attığımız her adımın bir sebebi var. Yaşadığımız hiç bir şey rastlantı değil. Ne yapıyorsak, yaşıyorsak sebepsiz değil. Şans veya rastlantı dediğimiz şeyler aslında niyetlerimiz ve inançlarımızla bir sonraki hareketi belirliyor, olayları ve kişileri karşımıza çıkarıyor.

Şimdide olmak nefes almak kadar kolayken bir şeylerin peşinden gitmek, bir yerlere yetişmek, koşturup durmakla o anları harcıyoruz. Şimdide olmak nefes vermek kadar kolayken geçmişte yaşadıklarımızın derdine düşerek o anları harcıyoruz. Geçmişin yankıları, geleceğin illüzyonları ile kol kola verip bizi yoldan çıkarmaya niyet etmişler…

şimdide olmak

Evden çıkarken bir şey unuttun mu acaba sorusu kaçımızın zihnini meşgul etti? Ocağın altını kapattım mı? Ütüyü fişten çektim mi? Pencerenin camını kapattım mı? Saç maşası halen çalışıyor mu? Hani o kapıyı kilitleyip çıktıktan sonra ‘bir şey unuttum, ama neydi’ sorularının ardı arkasının kesilmediği zamanlar oldu mu yaşamınızda? Yola çıktıktan, hatta ulaşmak istediğiniz yere vardıktan sonra bir dürtü şeklinde geliyorsa, yandık o zaman. Ya eve dönene kadar o soru kurcalayıp duracak bizi veya eve dönüp kontrol edeceğiz. Bir şey unuttum, ama neydi sorusunun ortaya çıkmasına tek sebep ise anda olmayışımız. 86,400 saniyenin yarısı zihnin oyunlarına kapılıp gitti bile.

Bir şeyleri düşünmekten şimdide olmak bize uzaktır. Gelecek planları ve dünün acabaları arasında gidip gelerek şimdide olmak bize yabancı kalır.

Keşke böyle olsaydı dediğiniz bir şey var mı? Onlar dünün kalıntıları! 

Acaba böyle mi olacak dediğiniz bir şey var mı? Onlar yarının sürprizleri!

Yoga sizi bu anda olmaya davet ediyor. Keşkeler, acabalar, ne olacaklar, ne olmuşlar yerini şimdiye bırakıyor. Nefesinle beraber bedenin hareket etmesi ile zihin senin kontrolüne geçiyor. Sükunete kavuşan zihin düşüncelerin arkasına saklanmak, bizleri geçmişten geleceğe, gelecekten geçmişe taşımak yerine her şeyin gerçek olduğu bu anda bedenle bir oluyor.

Osho der ki; Sana geleceğe , geçmişe gitmeyi bırak demiyorum. Sana şu an ile çok temas kur demek istiyorum.