Değişime Direnç Göstermediğimiz Tek Gün Yılbaşıydı, Onu da Elimizden Aldılar

Değişime direnç gösterelim veya göstermeyelim-ondan kaçamayacağımızın farkına vardığımız bir yılbaşı oldu 2017.

Değişim hem istenen hem de korkulan bir süreçtir. Tatile gitmek, yeni bir eve taşınmak, yeni bir işe başlamak, evlenmek, ilişkiye başlamak gibi değişime direncimizin farklı şekillerde sınandığının ne kadar farkındayız? Neden tatil dönüşü genel bir mutsuzluk hali yaşanır, yeni eve taşınırken yaşanan heyecana rağmen eşyaları alıp evi düzenlerken neden gerilim yaratır, evlendiğinde sevdiğin kişi ile aynı evi paylaşmaya başlamak neden kavga sebepleri yaratır, ilişkiye başladığında onun seni eskisinden sık araması neden rahatsızlık yaratır, yeni bir işe başladığında beraber çalışacağın kişilerle neden ilk başta yakınlaşmak zordur? Kendimde ve çevremde gözlemlediğim deneyimler sonrası aklıma gelen sorulardan bazıları bunlar.

Başlangıçlar, yenilikler heyecan yaratan bizi mutlu eden değişimler olmakla beraber başlangıçla beraber ilerleyen süreçte biz değişmezsek sadece başlamasının yarattığı heyecanla kalırsak o zaman bunların kötü değişimler olmasına engel olamayız. Daha da ötesi bu değişimler direnç noktamızı zorlamaya başlar. Değişime direnç göstermek rahat alanında kalmaya devam etmek, sana sunulan veya senin seçtiğin yeni alana doğru hareket etmeyi reddetme hali.

Evlendiniz, her şey harika. Aynı evde yaşamaya başladınız, belki yıllar geçti fakat halen onun banyoyu kullandıktan sonra bırakma şekli seni rahatsız ediyor. Tepki verdikçe aslında değişime direnç göstermeye devam ettiğinizin altını çiziyorsunuz. Belkide sizin de kendinize normal gelen ama onun rahatsız olup söylemediği bir şeyiniz vardır. Neden o rahatsız olmuyor hiç düşündünüz mü? Size söylemeyişinin sebeplerinden biri belki de o değişimi iyi ve kötü de olsa kabul ediyor olması olabilir mi?

Şimdiye kadar bahsettiklerim planlı ve seçilmiş değişimler. Birde beklentimiz dışında olanlar var. Her şey iyi giderken doğum gününde ayrılmak isteyen sevgili, tam yeni araba almışken işten çıkarılma haberin, ayrılmak istediğin eşinden hamile olduğunu fark etmen, bir aile kurdum derken eşinin uzak bir yere göreve gitmesi ve tabii hastalıklarla ani ölümler.

Yaşam her zaman planladığımız gibi gitmiyor. Aslında gidebilir de bizim tepkilerimizle gitmesine engeller yarattığımızdan takılıp kalıyor. Sanki labirentin içinde sıkışmış bir fare gibi dönüp durmaya başlıyor ve aynı yollardan tekrar tekrar geçmemize rağmen bir türlü rahata eremiyoruz. Yaşamın yüzde 10’u kontrolümüz altındayken %90’ı verdiğimiz tepkilere göre şekilleniyor.

Kötü olarak nitelendirdiğimiz, şoke olduğumuz veya mutsuzluk yaratan beklenmedik olaylar yaşandığında neden bazılarımız gerçeği reddediyor ve kendini acı veya mutsuzluk veya korku içinde buluyor? Değişimi kabullenmek yerine başımızı kuma gömüp olması gerektiğini düşündüğümüz şekilde yaşanmayan olaylara kızmaya devam ediyoruz?

New York’ta yaşayan Zen Budizm ile ilgilenen bir yoga öğretmeni ‘ Herkesten değişimin ne kadar harika bir şey olduğunu duyuyorum, fakat onlar belirli bir tür değişimden bahsediyorlarmış.’ Bazı değişimler takdir bazıları ise öfke yaratır.

nleri değişime direnç göstermediğimiz bence en özel günlerden biri. Düşünsenize koskoca bir yıl bitiyor, zamanında sana uzak gelmiş bir yıla giriyorsun ve bunu tüm dünya ile aynı anda kutluyorsun. Türkiye’de her yeni yılla beraber hayatımıza giren zamları da kutladığının farkında mısın? Geçen yılbaşı 4,5 TL olan köprü bu yıl 7 TL oldu. Sen şimdi bunu da mı kutluyorsun? Evet, yeni yılla beraber direnç göstermeden zamlanan her şeyi kutluyorsun aslında. Sistem ne de güzel oynuyor oyununu aslında.

Yeni yıla girerken değişen ne? Umutlar, amaçlar yazıp dile getiriyorsun, müthiş. 31 Aralık 2016 ile 1 Ocak 2017 arasındaki fark ne, ne oldu da 2016’ya kızdın da 2017’ye hayaller kurmaya başladın. İnsanoğlunun icat ettiği ve aslında zamanı kontrol etmek için belirlenen tarihlerin de aslında senin hayallerini, gerçekleşmeyen beklentilerini, amaçlarını kısacası yaşamını da kontrol etmeye başladığının farkında değil misin?

 

Değişime direnç gösterelim veya göstermeyelim-ondan kaçamayacağımızın farkına vardığımız bir yılbaşı oldu 2017.

Sosyal medyada kızgınlıklarını sıraladığın 2016’ya girerken ne yazmıştın, o zaman 2018’e girerken de aynı şeyleri mi yazacaksın? Çünkü 2017 bir terör olayı ile başladı. Değişime direnç göstermediğimiz tek günü de elimizden aldılar. 1 Ocak sabahı 2016’nın öfkesi 2017’ye yansımaya çoktan başlamıştı. Büyük çoğunluk şaşkınlık, öfke, kızgınlık ve korku ile uyandı. Her yerde öfke ile yazılar yazıldı, konuşmalar yapıldı. Neden kızılmayacaktı ki haksız yere insanlar ölmüştü. Eğlenmek için gittikleri yerde canlarını vermişlerdi. İsyan içten içe insanları öfke dolu yazılara, olay yerinden çekilmiş rahatsız edici fotoğrafların paylaşımına kadar götürdü. Fotoğrafı görünce mi kabulleneceğiz değişimi? sizce o fotoğrafı paylaşanlar planladıkları gibi gitmeyen duruma direnç göstermiyorlar mı?

Değişim Kaçınılmaz ise Kalmayı Bilmek

‘Beklenmedik değişimlerde kontrolü kaybetme korkusu kesinlikle normal aynı zamanda ilüzyondur’ diyor Berkeley Yoga Merkezin’den Herdis Pelle. Bilinmedik bir alana doğru ilerliyoruz ve sandığımız gibi bir kontrole aslında hiç sahip olmadığımızın farkına varıyoruz.

Bu kadar tepki göstermekle ne sonuç elde ediyoruz? Korku, kaygı, mutsuzluk dışında hiç bir şey. Enerjimizi bunlara harcayıp ne yapabilirim de bu durumu dönüştürebilirim sorusuna verecek cevabımız için gücümüz kalmıyor. Ve sonra akıntıya bırakıp gidiyoruz kendimizi, bir sonraki olaya kadar.

Belki de yaşanan bu vahşet yeniden birlik olmamızı hatırlatmalı bizlere. Belki beklemediğimiz değişimler özümüde yer alan sevginin farkına varmamızı hatırlatmalı bizlere. Sevgi ile korku yerini cesarete bırakır, bu cesaret ile nice devrimler gerçek olur. Kabullenmek sessiz kalmak değildir aslında. Asıl kabullenmekle dönüşür insan, gerçeğini fark edip adımını atar.

Değişime Direnç Göstermekten Vazgeçmek Nefes Al

Bizi mutlu eden veya etmeyen bir değişim olduğunda ben nefesime odaklanır ve bedenimde neler olduğuna bakarım. Yoga ve meditasyon ile nefesimin ne kadar değerli ve yaşam enerjimin asıl kaynağı olduğunu hatırladım. Korku anlarında sık sık aldığın nefesle beraber kaskatı olan bedeninin farkında mısın? O zaman ne yaşanırsa yaşansın gösterdiğin direncin hiç bir şeyi değiştirmediğinin de ne zaman farkına varacaksın?