Değişim Seninle Başlar, Bizimle Gerçek Olur

Değişim seninle başlar, bizimle gerçek olur. Senden başlar bana ulaşır ve bizde tamamlanır. Benden başlar sana ulaşır ve bizde tamamlanır. O zaman seni ve beni halen ayrı tutan nedir? Seni ve beni biz olmaktan uzaklaştıran, denemekten alıkoyan ve adım atmamıza engel olan nedir?

İnsan her şeyi görür, bir kendini göremez demiş Mevlana. Dışa dönük yaşamaktan kendi içimizdekini unuttuk. Kendi içimizde neler oluyor, neler hissediyoruz diye bakmak yerine dışarıda neler oluyor, kim kiminle ne yapıyor, kim ne demiş, o nasıl hissediyor sorularının peşine takılıp kendimizden uzaklaşmışız. Sabah uyanınca instagram veya facebook açıp neler olup bitmiş bakmayan kaç kişi kaldı? Boş anlarımızda ellerimizdeki akıllı telefonlarla kim ne yazmış, kim ne paylaşmış diye sadece meraktan değil vakit geçirmek için boş boş baktığımız ne çok an var yaşamımızda. Gündemi takip ediyorum ama, yok şimdi benimki dün gece çıktı bakim ne paylaştı, ne haltlar yedi, ay bu çocuktan hoşlanıyorum, acaba bugün nerede ne yapıyor, bak bizim grup dün yemeğe gitmiş neden beni çağırmadılar… Herkes için farklı beklentilere cevap olmak için sosyal medya dışarıyla olan ilişkimizi besliyor. Sadece sosyal medyada değil internetteki haber, magazin siteleri bir tıkla hemen karşımızda. Her şeyi görüyoruz, takipteyiz aynı Mevlana’nın yıllar önce söylediği gibi.

Aramıza giren interneti çıkardık mı o zaman nasıl göreceğiz? Bizi iletişimde tutan internetimiz olmasa ne yapacağız? Ağladığımız zaman kahkahalar attığımız fotoğrafları paylaştığımız, duygularımızı saklamaya yardımcı olan sanal ortam olmasa sanırım çıplak hissederiz kendimizi. Kim nerede ne yapıyor, acaba bu akşam dışarı çıktılar mı, kimler partiye geliyor, kim kiminle sevgili olmuş, kim nerede tatil yapıyor, kim ne yemek yedi, kim hangi sporu yapıyorda bu kadar fit kalıyor, cuma akşamı için herkes nereye gidiyor… sorularımıza cevap verecek sosyal medyamız olmasa ne yaparız? Kendi içimizden geleni!!!

Yapılan araştırmalara göre Türk insanı günde 2,5 saatini sosyal medyaya harcıyor. Toplamda bir yılda yaklaşık 800 saatimiz sosyal medyayla kayıp gidiyor. Günde kişi başı ortalama 4 saat 37 dakikamızı bilgisayar veya tablet üzerinden, 2 saat 20 dakikamızı da mobil cihazlar (akıllı telefon veya tablet) üzerinden internette  geçiriyoruz.

Bu yazıyı yazarken evet bende interneti kullanıyorum, evet bende günde 2 saat olmasada ortalama 1 saatimi sosyal medyada geçiriyorum, evet bende her gün 2-3 saatimi bilgisayar başında geçiriyorum. Fakat deniyorum. Daha az kullandıkça kendimle ilgili farklı yönleri keşfediyorum. Daha az dışarıyla ilgilendikçe kendime daha fazla zaman yaratıyorum. Arkadaşlarımla daha sık yüz yüze görüşüyor, birebir iletişim kuruyorum. Yeni ilgi alanlarımı fark edip kendimi geliştiriyorum. Deniyorum ve daha mutlu oluyorum. Deniyorum ve daha çok kendim oluyorum.

Yaşamın o çocukluktaki gibi mükemmel olmadığını; sorumluluklar aldıkça, önümüze çıkan engeller arttıkça ve güvensizlik yaşadıkça fark ediyoruz. Anne karnındaki sevgi ile beslendiğimiz güvenli ortamı bulmaya çalışırken kayboluyoruz. Güven oldukça bırakabilir, teslim olur ve varoluruz. Kendimize, çevremize güven duymayı istiyoruz ama bir türlü yapamıyoruz. Gerçek hayatta hepimizin sınırları var. Hepimiz hata yapıyoruz. Çocukluktaki o saf sevgiden hareket ederken zamanla yaşadıklarımızdan, dışarda olanlardan ve bizi zorla şekillendiren inançlardan dolayı korkudan hareket etmeye başlıyoruz. Denemeye çekiniyoruz, adım atarken düşünüyoruz, zihnimizi kaplamış sis perdesi ardından her şey bulanıklaşıyor ve cevapları kaybediyoruz. Eleştiriyoruz, mükemmeli arıyoruz, olsak da olamamış gibi yapıyoruz. İşte şimdi ortak noktamızı bulduk. Ne senin ne benim birbirimizden farkı yok. Çocuk olduğumuz zamanki gibi sevilmek, özel olmak istiyorduk fakat aynı olduk.

Birbirimizi anlamaya, olduğumuz gibi kabullenmeye gayret edersek aslında hepimiz özel oluruz. Denemeliyiz. Nasıl biri olursanız olun, deneyin. Dünyayı daha iyi bir yer yapmak için içinize bakın ve o değişimi hayal edin. Toplumun yarattığı inançları bırakıp kendi özünden, sevgiden hareket etmeyi deneyin. İmkansız deneni imkanlı yapacak olan adım atman. Değişim seninle başlar, benimle başlar, bizimle başlar. 

Değişim Seninle Başlar, Bizimle Gerçek Olur