Superman ve Kriptonit Taşı – Senin Kriptonit’in Ne?

1933 yılında 2 lise öğrencisi tarafından Ohio’da yaratılan Superman dünyaca tanınmış kahramana dönüşeceğini kimse o zaman tahmin edemezdi. Kripton gezegeninden dünyaya şans eseri gelen Superman süper güçleri ile kötülere karşı savaşan bir kahraman olarak 7’den 77’ye herkes tarafından tanındı, sevildi. Bir kusuru vardı, kriptonit taşı. Onun güçlerini kullanmasına engel olan kriptonit taşı kendi doğduğu gezegenin parçasıydı aslında. Süperman’i güçsüzleştiren, onu kimine göre insan kimine göre çılgın yapan bu taş zayıflıkları sembolize ediyordu.

Senin Kriptonit’in Ne?

Superman’in super olmasına engel olan, zayıflığının simgesi kriptonit bende de var, sende de var. Bu taşlar nasıl ortaya çıktı, nereden geldi bilmiyorum, belki de biliyorum da bilmemezlikten geliyorum (doğduğumuz andan itibaren bedende birikmeye başlayan, bırakmakta zorlandığımız duygular, korkular, utançlar, travmalar, kayıplar)

Zayıf noktalarımız hedef alındığında güçsüzleşiyor ve kapanıyoruz. Hayalperest biriyiz, bir hayalimiz gerçekleşmediğinde umutsuzlaşıyor ve içe kapanıyoruz. Amaçladıklarımız peşinde koşturuyoruz, istediğimiz gibi gitmeyen bir durum olduğunda öfkeleniyor ve içe kapanıyoruz. Mükemmeliyetçiyiz, eksik bir şey olduğunda ki her zaman eksik bir şey buluyoruz, kendimizi eleştirmekle içe kapanma yolculuğuna başlıyoruz.

Kirptonit seni kapatıyor farkında mısın?

Kaplumbağ kendini korumak için kabuğunun altına saklanır. Arkadaşlarınla, ailenle belki sevgilinle bile görüşmüyorsun. Sosyal olaylardan uzak duruyorsun. Eskiden ne kadar hareketli, aktif biriydin oysa şimdi hiç bir şey yapmak istemiyorsun. Her şeyden sıkılıyor ve bunalıyorsun. Kaplumbağ gibi saklanıyorsun ama seni korkutan ne? Korkutarak güçsüzleştiren ve kapanmana sebep olan.

Alışkanlıkların artmaya başladı. İçki, yemek, internet, televizyon, belki de uyuşturucu. Onlara daha fazla zaman ayırdıkça güçsüzleşiyor ve kapanıyorsun.

Kendini yemeğe verdin veya hiç bir şey yemek istemiyorsun. Anda kalamıyor, güçsüzleşiyor ve kapanıyorsun.

En son kankalarla güldüğün zamanı hatırlamıyorsun. Kapandıkça zevk verenleri yaşamından uzaklaştırıyorsun. Hiç bir şey ne çok komik ne çok üzücü. İdare eder dedikçe kapanıyorsun. Duygularını yaşamak yerine engelliyor ve bu şekilde güçsüzleşiyorsun.

Uyku düzenin nasıl? Sürekli uyurgezer veya sürekli uyanık? Gündüzü sevmiyorsun, geceyi de sevmiyorsun. Kalıplar içine soktukça kendini zayıflıyor, güçsüzleşiyor ve kapanıyorsun.

Kırılmamak için, hayal kırıklığı yaşamamak için, reddedilmemek için, utanç duymamak için, eleştirilmemek için, korkmamak için, dikkat çekmemek için…

Ödül ve ceza ile yetiştirildik. Sevilmek, beğenilmek, takdir görmek, saygı duyulmak, güvenilmek, anlaşılmak ödülümüz, yetersiz bulunmak, kabul görmemek, eleştirilmek, dışlanmak, sevilmemek, beğenilmemek de cezamız.

Senin Kriptonit ‘in Ne?

Kriptonit taşının rengi yeşil. 7 enerji merkezinden kalp çakrası – merkezinin rengi de yeşil. Bizi zayıflatan güçsüzleştiren her neyse kalbimizi hedef alıyor. Kalp zayıfladıkça kapanıyor insan. Kırılmamak için, incinmemek için… (bu da başka bir konu olarak yakında sitemde olacak)

Yetersizlik benim kriptonitim. En büyük yargıcım ise kendim. Herkes beğense bile ben beğenmedikten sonra sonuç sıfır. Ayakta alkışlansam bile ben tam olduğuma emin değilsem sonuç sıfır. Muhteşem bir ilişki içinde olsam bile acaba bir eksik var mı diye sorgulara girip huzursuzluk yaşayan benim.

Ödül ve ceza sistemi ile yetiştirilen Türk çocuğundan ne beklenir ki… Hep daha iyisi olman için seni zorlayan sistemin içinde yeterliyim, tamım, harikayım diyen kaç kişi var? Sanki bir veba gibi de kendimi bildim bileli yıllardır peşimde. Eskiye göre azaldı ama ara ara hortlaması ile güçsüzleşiyorum. Yıldızımı parlatabileceğim yerlerde ışığımı kendi ellerimle söndürüyorum. Çünkü yeterli olmadıkça işe yaramam. (Zihin ve beden uyumlanmasındaki sisler kalktıkça yoga hali ortaya çıkıyor. Kalpten farkındalıkla zaten çözülmeler başlıyor. Yargılarım ve varsayımlarım ve inançlarım da bu şekilde dönüşüyor )

Şimdi de sen dene … (bu bir meydan okuma )

  1. Gerçekten yapmak istediğin şeyi yapmana engel olan zayıf noktanı, belki de varolan kalıbını söyle – istersen yaz
  2. Onunla otur ve sohbet etmeye başla. Kabullenmeyle başlıyor her şey. Sen onu karşına oturtup konuşursan o da sana neden seni engellediğini anlatır. Sormazsan söylemez!
  3. Bu güçsüzlük Seni engellediğinde ne hissettiriyor. Örneğin nefes nefese kalıyorum, ellerim titriyor, boğazım düğümleniyor…

Özgürleşmek için zayıflıklarını ciddiye al. Bugün kriptonitini görmek için cesur ol ve adım at. Onu isimlendir. Zihninde ve bedeninde sana hissettirdiklerine bak.

Düşman olarak tanımlamak yerine ona kucak açarak kabullen, şefkat göster. 5 yaşındaki çocuk yaramazlık yaptığında gösterdiğin tepkiyi şimdi kendine göstermenin tam zamanı.

(acaba bu yazı anlatmak istediğimi aktarmama yeterli mi 🙂