Mükemmel Versiyonun İçin Öz Disiplinin Gücünü Keşfet – Tapas

Değeri olan bir amaç yaşamı aydınlatır, saflaştırır ve yüceltir. Böyle bir amaç olmadığında hareketin ve duanın bir manası yoktur. Yaşamda tapas yokluğu kalpte sevginin yokluğuna benzer. – BKS Iyengar

 

Tapas nedir? 🙂 İspanyol mezeleri cevaplarınızı işitir gibiyim. Çok da haklısınız, genelde tapas İspanyol mutfağının mezeleri için kullanılan bir kelime olarak bilinir. Yoga yapanlar tapas kelimesini ders içinde meze harici anlamı ile duymuş, belki bir yerde okumuş olabilirler. Yoga’nın sanskrit dilinden Tapas dilimize ateş, ruhani zorluk, yanıcı disiplin ve içsel ateş olarak çevrilmiştir. Bu çevirilerden ilham alarak tapas için amaca giden yolda karşımıza çıkan engellerin yanıp kül olması için içimizde yanan ateş diyebiliriz. Yoga sutralarda (Yoga Sutralar, İ.Ö. 400’lerde Patanjali tarafından yazıldığı düşünülen, aydınlanma yolunu sistematik bir şekilde 4 bölümde 196 sutra ile anlatan bir yazıttır.) tapas ile beraber zihinsel kirlilikler siliniyor, işte o zaman beden, zihin ve hislere hükmetmeye yani usta olmaya başlıyorsun.

 

21. yüzyılda herkes yaklaşık 2000 yıl önce Patanjali’nin amaçladığı şekilde yoga yapmıyor. Günümüz yogileri aydınlanmak için mat üzerine çıkıyor ama daha bir çok başka sebepleri var; zihnini huzura kavuşturmak, stresin etkisini azaltmak, fiziksel rahatsızlıklarının acılarını azaltmak, zayıflamak, güçlenmek, esnek olmak, sağlıklı olmak, zihin karmaşasını azaltmak, odaklanmak gibi… Amaç ne olursa olsun, yoga pratiğine tapas uyarladığında dönüşüm için güçlü bir araca sahip oluyorsun.

 

Terler içinde zorlu asanalar, pozlardan geçilmiş, uzun süre pozların içinde beklenmiş (belki titreyerek), el duruşlarında kuvvetini sonuna kadar kullanmaya çalışırken handstandlerde zıplamaktan artık bitap düşmüş hallerin ve benzerlerin sana derin bir ateş imasına sahip tapasın yoga pratiğine uygulanmış şeklini gösterir. Kimimiz için mat üstünde ter atmak, mücadele vermek (zihinsel ve fiziksel) tapas olurken bazılarımız için bu geçerli olmayabilir. Çünkü ateş anlamına gelmesi sanki bir sıcaklığın, ısının ortaya çıkmasına dair bir durum yaratıyor. Oysa sen o zorlu pozları yaparken burgular içinde eğilip bükülürken fiziksel gücünü ortaya koyarken veya balerin gibi esnek bacaklarınla split yaparken sipiritüel olarak gelişmiyorsun. Gelişiyorum diyorsan da kendini kandırıyorsun. Çünkü öyle bir gün geliyorki her gün yoga yapmana rağmen, kendini sevdiğini kendine söyleyemiyorsun, aynaya bakınca bugünde hiç güzel değilim diyerek kendini eleştiriyorsun, kendine inancında soru işaretlerinden güvensizlik yaşıyorsun, sürekli sanki her şey üstüne üstüne geliyor, bir türlü gün istediğin gibi gitmiyor ve işlerini tamamlayamıyorsun, dinlenmeye vakit ayırmıyor sürekli koşturuyorsun, sevdiklerini ihmal ediyor ve onları da kimi zaman yargılıyorsun.

 

Disiplini zorlukla eşleştirmeye meyilli bir zihnimiz var ne de olsa. Bize disiplin böyle öğretildi. İnternette gezinirken disiplin üzerine dikkatimi çeken bu yazıda’ başarılı bir iş hayatı için, öz disiplin şarttır. Başarıya ulaşmak; zaman yönetimini, uzun toplantıları, alınması gereken eğitimleri, disiplinli ve özverili çalışmayı gerektirir.’ – Uplifers çalışmak, uzun toplantılar, yani nefes almadan ilerlersen başarıya ulaşırsın diye altına basa basa söylemiş. Ben eğlenceden, dinlenceden, sevdiklerimden yoksun bir başarıyı ne edeyim ??? 

Tapas bazen ter içinde kaldığın bir yoga pratiği, bazı günler sadece kendini o matin üstüne yoga yapmaya çıkartabilme disiplini, bazen sadece restoratif pozlar yapmak bazende pranamaya – nefes çalışması ile günü tamamlamak. Ipadine veya telefonuna yapışık bir haldeyken meditasyon yastığına oturup kendinle ilişki kurman, bir yoga pozunun içinde beklerken zihnindeki hikayelerden uzaklaşarak nefesini dinleyebilmek veya pratik boyunca nefesine odaklanabilmek, sabah işe gitmeden makyajınla geçireceğin zamanı meditasyonla taçlandırmak… Tüm bunları üfleyerek veya ödül bekleyerek yapmak yerine içten gelerek oldurmak… işte öz disiplin, yani tapas! 

İlk ve en mükemmel zafer kendini keşfetmektir. – Plato 

Tek ihtiyaç duyduğumuz ise öz disiplin yani tapas!

 

Nazik, yargısız, anlayışlı ve şefkatli olmayı hatırlayarak öz disiplini uygulamanızı öneriyorum. (sevdiklerini ihmal etmeden, kendini yargılar içinde bırakmadan, gerektiğinde dinlenmeyi ve tatilleri yaşamına katarak) Dönüşüm yaşayacağım diye ateşini de fazla yakma. O zaman fiziksel sakatlanmalar veya zihinsel anlamda öfke girdapları oluşabiliyor. Yemeği ateşi sonuna kadar açarak pişiremeyeceğini hatırlatmam lazım. Belki en başta soğanları kavururken ateşi körükledin ama sonra yemeği pişirmek için ateşi ya ortaya ya da kısık duruma getirdin. Elindeki ateşi sonuna kadar açmadın ki yemek yanmasın. Yeterli olma halini hatırlatmalıyız kendimize. 

 

Amacımıza doğru ilerlerken kendimizi zorlamak yerine anı yaşamayı, her ne oluyorsa onunla mutlu olmayı ve şimdide kalmayı hatırlatmalıyız. Ödül ve ceza sistemi ile yetişen nesilleriz. Ama bu sistemin içinde yok olmak zorunda da değiliz. Sonunda Ödül kazanacağın bir amaç belirlemek yerine kat ettiğin yolların kendisini ödül yapan bir amacın olsa … o zaman tapasın yolları kat etmek olurdu ve acaba ödül kazandın mı kazanmadın mı derdine de girmezdin.

Gideceğin yer değil yolun kendisi önemli… Yapmak sonuçtan daha önemli. !