Bu yazımı yaşamda iyi olacağıma dair kendime güven hissimi bana hatırlatan Maslak 42 Starbucks bahçesindeki sevgili sokak köpeğine adıyorum 🙂
“ Kendinize güvendiğiniz an nasıl yaşayacağını bilirsin.” ~Johann Von Goethe
Yaşamımda şimdiye kadar kahve fallarından astrolojik haritalara, medyumlardan papatya fallarına kadar çeşitli yollardan cevaplar aradım. Özlemle yanıp tutuştuğum cevap ise iyi olacak mıyım?
Kesinlik ve kontrol etmenin illüzyonunu arıyordum. Evrenle bir anlaşma yapma peşindeydim. Bana net cevap verdiği her an (tabii o cevap ne kadar net ise-medyumdan veya kahve falından ortaya çıkan) mutlu, soru işaretlerinde bıraktığı zaman ise mutsuzluk girdabına saplanıyordum.
‘Yaşamı mümkün kılan tek şey, süreklilik içinde devam eden tahammül edilemez belirsizlik; bir sonraki an ne geleceğini bilememek’ ~Ursula K. Le Guin
İyi olacak mıyım?
20li yaşlarımla beraber planlama becerim gelişti. Her ne oluyorsa detayları ile planlanıyor ve sonuca odaklı kalbim atıyordu. Evrenle anlaşma yapmıştık bir kere. Sürprizler ise benimle ilgi ve alakası olmayan yegane durumlar.
Mezuniyet, kariyer, ev, aile, sevgili planlarım 30lu yaşlarımda bana ‘sürprizler’ yapmaya başlayınca iyi olacak mıyım cevabını almak için fallara, medyumlara, astrologlara danışmaya başladım.
30lu yaşlarımda üniversitede hayalini kurarak planladığım kariyer yolumdan ayrıldım, bir parça ayrılmaya zorlandım. (Yoga uzmanı olmama sebep oldu ve iyi de oldu) İlk kez ailemden ayrı ev tutmaya karar verdiğim gün işten çıkarıldım. (şu an hayal ettiğimden de daha güzel bir evde yaşıyorum) Yeni araba aldığım ay çalıştığım şirket kapandı. (kredi ile aldığım arabamın parasını annem ödedi. Yıllar sonra erkek arkadaşım hayal ettiğimin ötesine geçmemi sağlayarak araba hediye aldı)
Zor zamanlarımızı en iyi durumumuz yapmamız mümkün. Çamurun içine çekildikten sonra yükselmek; işte en müthişi o. Gerçekte istediklerimizin o planladıklarımız dışına çıkılınca ortaya çıkanlar olduğunu anlayarak sürprizlere kucak açmak.
Lotus çiçeği gibi bataklıkta her sabah güneşi görerek yapraklarında bir damla çamur kalmadan uyanışı yaşamak.
Sıra geldi Starbucks köpeğimizin bana bu yazıyı neden yazdırdığına. Son 1 haftadır planımda olmayan bir durumun içinde buluverdim kendimi. Uzun yıllar geçse aklımın ucuna gelmeyecek bir şeyi yaşarken güvenmek ve korunmakla ilgili sorularım oluşmaya başlamıştı.
Net bir cevap ararken başlıyor aslında yaşamın bilinmezliği. Güven veya güvenme; çok da umrunda değil.
Kahvemi aldım, dersimi beklerken pofuduk kuyruklu bir sokak köpeğinin dibine oturuverdim. O taş yerde yayılmış yatan köpekçikle beraber güzel güzel otururken birden kafasını kaldırdı, ayaklarıma baktı, gözlerini kıstı ve hırlayarak ayaklarıma saldırdı. Dişleri maşallah el parmaklarım kadar uzun (köpekçik derken kurtçuk oluverdi) ve geçiriverdi ayakkabıma. Sallamaya başladı ayağımı. Ben çekmeye çalışırken o daha da kilitledi dişlerini. Yüzündeki huzurlu ifade öfkeye dönüşmüştü. Yanımdan birilerinin ayaklanması ile köpeği uzaklaştırdılar. Kalbim gümbür gümbür atarken o köpeğin ilk vukuatı ben değilmişim.
Sakinleştim ve tabii ayaklarıma baktım. 2 gün önce aldığım kışlık botlarımın üzerinde tek bir diş izi yoktu. Kar botu olarak almıştım ve hava soğuk olduğu için o gün giymiştim. Belki kürkleri rahatsız etti veya ayaklarla ilgili bilinmeyen bir tepkiselliği vardı.
O botları giydiğim için kendime teşekkür ettim. (sabah spor ayakkabılarım arasında kararsızlık yaşıyordum. Spor ayakkabım olsa muhtelemen hastanedeydim) Alıp almamakta kararsız kaldığım botları seçtiğim için kendime teşekkür ettim. Gece yatarken aslında olan her şey için şükrettim. Güvendiğimizde, sorgu suallerden vazgeçip olanla kaldığımızda korunduğumuzu hatırladım.
Ne Yaşanırsa Yaşansın İyi Olacağına Güven
Bir haftadır yaşadığım durum aslında şans eseri bazı olaylara açığa çıkmıştı. Eğer ortaya çıkması şans eseri ise o zaman o durumda iyi olacağına güven. Sürpriz varsa, beklenmedik bir şey varsa kalpten güven ve korunduğunu hatırla.
Her ne olursa olsun iyi olacağını iliklerine kadar biliyor olmak her şeyi anlamaktan farklı. Kontrol peşinde olmak yerine gerçeğin peşindesin. Kesinlik yerine cesareti arıyorsun.
Hadi Evren bana sürpriz yap. Ne olursa olsun ben iyiyim. !