Sonbahar mevsimine girerken Eylül ayı içimi bir hüzün aynı zamanda mutlulukla kaplıyor. En sevdiğim mevsimin bitişi ve soğumaya başlayan doğanın içinde dökülmeye başlayan yaprakların hüznü, Eylül ayının ilk haftasındaki doğum günümün umutlarının yarattığı mutlulukla iç içe geçiyor.
Son 1 senedir yaşam planım aldığım eğitimler, workshoplar, inzivalar ve tatillerin tarihlerine göre düzenleniyor. Bazı eğitimlere 3-4 bazen 1 sene önceden yerini ayırtman gerekiyor. Tüm yaşam düzenin ona göre ayarlanıyor. Planlama ve programlamadan akıştaki yogini neden halen vazgeçemiyor veya çevrem vazgeçmeme izin mi vermiyor; her neyse sonuçta geleceğim nokta ‘Her Şey Hızla Geçip Gidiyor’.
Bu yıl 250 saate yakın 3 ayrı eğitim almakla beraber 50 saatten fazla workshopla kendimi geliştirmeye çalıştım. Her ayı bana hatırlatan önceden belirlenmiş eğitim tarihi oldu. Ağustos ayının workshop eğitimini Haziran ayının başında planlamıştım. Şimdi Eylül ayına girdik ve heyecanla Haziran’dan beri beklediğim Dylan Werner ile 3 gün inanılmaz güzel bir çalışma yaptım.
Eğitimlerin başladığı ilk günler süper oluyor. Yeni olanın heyecanı, kendine yaratacağın katkının tazeliği… ve sonra çalışmanın bittiği gün, son saatler bir anda bana ‘Her Şey Hızla Geçip Gidiyor’ dedirtiyor.
Son 1 senedir nedense bunu daha sık tekrarladığımı fark ettim. ‘Aman Allah’ım her şey çok hızlı geçiyor.’ sözlerini kendime daha sık söylediğimi fark ettim. :/
Yaşamım uçup gidiyor. Ben ne yapıyorum? Gerçekten tam olarak yaşıyor muyum? Her Şey Hızla Geçip Gidiyor!
Bayramda ailemle beraber yemek yerken 7 yaşına girmiş yeğenim dikkatimi çekti. Onu tatillerinden dolayı 1 aydır görmüyordum. Daha 2-3 gün önce bilgisayarımda bebeklik fotoğraflarına bakarken 7 yaşında benim boyuma yaklaşmaya başlamışım yeğenimin gerçeğim olması ‘Aman Allah’ım dedirtmesinde ne olsun! 🙂
Hızla Geçip Gidiyor
Aslında ne kadar şanslı olduğumu fark ettim. Zamanın geçtiğini bana hatırlatan ne çok şey var yaşamımda!. Her şeyin değiştiğini fark ettiren ne çok olay yaşanıyor çevremde. 20lere heyecanla gelirken 30larda dursun istedim her şey. 40lara adım attığımda da artık hiç bir şeyin eskisi gibi olamayacağını fark ediyorum. Çünkü şimdi zamanın geçtiğini, dert edindiğim ve bazen aylarca ağladığım bir çok olayın hiç bir anlamının kalmadığını, geçmişte önem verdiğim şeylerin şimdi önemsizleştiğini, sevdiğimi sandığım bazı kişilerin yaşamımda olmadığını, mutluluğun aslında paylaşılabildiğini, benden sonra gelecek nesillerin olduğunu keşfetmekle hiç bir şeyin eskisi gibi olmadığına şükrediyorum. En başta istemediğim, sürekli direndiğim ve psikologlara kadar uzanan yollarda kayboluşumun sebebi değişen dünya, geçen zaman… Şimdi ise şükretme sebebim…