O kişiyi bulmak için tüm enerjini harcamak yerine daha yücesini aramaya başlamaya ne dersin?
Her uyanık geçirdiğin zamanı aşk için harcamak yerine odağını kendine yönlendir, kendine bu şansı tanı. Yeterince zaman kaybetmedin mi? Seni bu hayatta memnun eden, yüzünde gülümseme ile uyandığın, seni sen yapan tutkuyu keşfetmek için zamanını kullanmayı deneyebilirsin. Sınırsız olasılıkların dünyasına açılan kapı senden geçiyor. Kendine bu şansı tanıdığında o kilitli kapılar sonuna kadar açılıyor. Şu ana kadar kendinle ilgili bilmediğin, hatta olduğunu hiç düşünmediğin ne varsa keşfetme zamanı.
Tutkunu keşfedip hayata geçirdiğinde kendini tanımış olursun. Sen ne sevdiğini, neden zevk aldığını bilirsen seveceğin veya aşk yaşayacağın kişi ile kendin olarak gerçek aşkı zevkle yaşarsın. O derinin altındaki gerçek seni tanımadan gerçek aşkı bulma şansının ne kadar az olduğunun farkında mısın? Çünkü hep dışardaki tamamlayacak seni. Dışardaki besleyecek seni. Eksik hissedeceksin çünkü sen gerçek değilsin. Kendi özündekinin farkında değilsin.
İlla yanında biri olsun diye her karşına çıkanı aşkın sanacaksın ta ki onlar senin kalbini kırana kadar.
Tutkunu bulmak kendi eksik parçanı, puzzle tamamlayan parçayı bulmak gibi. Kaotik dünya içinde Kendinin kim olduğunu yeniden öğrenmek ve ne istediğini bilmek. Aşkı aramak ile aslında kendinden uzaklaşıyorsun. Eksik parça dışarda değil, senin içinde. Sen o parçayı bulup tamamlandığında zaten gerçek aşkın karşında duruyor olacak, farkında değil misin?
Bir dahaki sefere randevuyu iptal eden veya mesajlarını görmezden gelen veya arayacağım deyip aramayan veya seni ağlatan biri olduğuna önceliklerini yeniden düzenle. Aşkı aramak yerine kendini keşfetmeyi dene.
Seni sevecek birine odaklanmak yerine sana yaşamı sevdiren neyse onu bulmaya odaklan. O öyle bir şey olsun ki sen uykundan heyecanla uyan, alarm çalmadan güne başla, dudaklarında gülümseme eksik olmasın, arkadaşlarınla bir araya geldiğinde keyifle anlatacağın, paylaşmaktan zevk aldığın bir şey olsun. İster tutkunu işine dönüştür ister hobin olsun; yeter ki seni mutlu edeni keşfet ve yaşa.
Aşkı aramak yerine günlerinin boşa geçmediğini hissettiren bir şeyi bul. Ayakta olduğun her an değerli olan bir şey yaptığının hissini versin. Kendinle gurur duymanı sağlayan, olman gereken kişiye doğru giden yolun kendisi olsun. Yaşamına heyecan katan bir şey olsun ki sadece para kazanmak, mutsuzluklarla gidip geldiğin, olması gerektiği için çalıştığın işine harcadığın enerjini sana geri versin. Başkasının onayına ihtiyaç duymadığın bir şey olsun. Sabah uyandığında tekrar gün bitsin diye dakikaları saymaya ihtiyacın olmasın. Aşkı arayarak, Başkasının sana getireceği mutluluğun peşinde olmak yerine kendi yaratacağın mutluluğu keşfedeceğin bir şey olsun.
Sen dışardakini arayıştan vazgeçtiğinde, kendinle mutlu olduğunda, tutkunu yaşamın kendisi yaptığında yani çabalarından sonra teslim olduğunda aşk sana gelmiş olacak. Onu aramana gerek kalmayacak o zaten seni bulacak. Belki ilk defa karşına çıkacak, belki ayrıldığın kişinin kendisi olacak belki arkadaş çevrenin içinde belirecek belki de yıllar önce bir yerlerde tanışmış olduğun biri olacak. Hiç beklemediğin anda karşına çıkacak.
Tutkun, amacın, yaşamının anlamı? Onun için çaba harcaman gerekiyor yoksa keşfedemezsin. Ona öncelik vermen gerekiyor yoksa bulamazsın. Onun için harcadığın her çabanın karşılığını fazlası ile alacaksın çünkü o sana ait, sadece senden bir süredir uzakta kaldı.