Sürpriz; sözlükte hiç beklenmediği için insanı şaşırtarak sevindiren ya da insanın üzüntüsüne yol açan olay olarak tanımlanıyor. Genelde sürpriz kelimesini pozitif anlamda kullanıyoruz. Sevgilime yemek hazırladım, ona sürpriz yapacağım. Doğum günü için sürprizime inanamayacak. Bu ödül bana sürpriz oldu gibi… Dün yaptığım araba kazası bana sürpriz oldu veya onun beni terk etmesi başlı başına sürprizdi gibi sarsıcı veya üzücü bir olay yaşadığımızda sürpriz kelime dağarcığımızda yer almıyor. (fazla detaylandım gene, o zaman ana konuya şaşmadan devam edelim)
Şeker bayramında erkek arkadaşımla beraber ‘sürpriz’ yaşadık. Bu olay 4 seneye yakındır süregelen tekne hayatımızın iz bırakıcı sürprizi oldu. Kendi adıma başta travma diye nitelendirdim. Tabii zaman en iyi ilaç deniyor ki travma diye nitelenen sürprize dönüştü.
Şeker bayramı ile birleştirdiğimiz 7 günlük tatilimizi teknemizde yapmaya karar verdik. Denizin ortasında huzuru özlemiştim ve bu tatili de dört gözle bekliyordum. Perşembe akşamı yani arefe günü vardığım teknemizde ufak bir iki sorun dışında her şey her zamanki gibi süperdi. Jeneratörümüz çalışmayacaktı ama biz onsuzda idare etmiştik. Beklediğim bu tatilin yaşanmasına hiç bir şey engel olamaz. (Sen öyle san yavrum 🙂 )
Cuma sabah alışveriş yapıldı, erzaklar alındı. Hava da süper olunca Ölüdeniz tarafına doğru hareket başladı. Deniz sanki bizi beklemiş, rüzgarı ile bize destek oluyordu. Her şey süper bir şekilde yolumuzda ilerledik ve Ölüdeniz’e vardık. Sahildeki insan selinden pek bir şey anlamadık ama kendimize gece kalacağımız güzel bir koy bulunca keyfimiz yerine geldi.
Kaptan tekneyi yanaştırırken bende halatla kıyıdaki hedef kayaya doğru ilerledim. İki ayrı halatla iki ayrı kayadan tekneyi bağlayarak yerini kalmak için sağlamlaştırıyoruz. Birinci halat bağlandı, süper şimdi ikinci halatta sıra derken el kol işaretleri ile bana tekneye dön diyen bir haykırış işittim.
Anlayamadığım için duraladım, kayaların tepesinde dengemi korumaya devam edebilmek için de fazla kendimi kaptırmadan sormaya, neden olduğunu anlamaya çalıştım. ‘Çabuk tekneye dön, gidiyoruz, tekne batıyor.’ Erkek arkadaşımın hareketlerinin serileştiğini fark edince bende hızla tekneye döndüm. Tekne içindeki panik havasını fark ettim fakat halen anlayamadığım için yardımcı olmaya çalışıyorum ama ne yaptığımında farkında değildim.
Yola çıktığımızda bana makine dairesini gösterdiğinde ellerim titremeye başladı. Teknenin iki motorundan bir tanesinin altı yüzde elliye yakın su kaplıydı. Nefes almakta zorlandığımı fark ettim ama ona korktuğumu belli etmemeye çabaladım. Ben çabalarken onun da ellerinin zaten titrediğini görünce hayatımızın sürprizini yaşadığımızı fark ettim. eğer tekne su almaya devam ederse ki eğer durursak veya motorlardan biri arızalanıp çalışmazsa yani gene durdursak su alma devam edecek ve ilk başta yavaş sonra hızla tekne batacak. Her ihtimale karşı bizim yapabileceğimiz tek şey can yeleği giyip suya atlamak. Belki telefonlarımızı alabiliriz, tabii denizde ıslanmalarına ne kadar engel oluruz bilemem.
Yol boyu zihnim ve kalbim arasındaki çekişmeleri tabii her şey sakinleşip İstanbul’a döndüğümüzde fark ettim. O sürprizi yaşamadan önce sabah meditasyon öncesi ölümle ilgili bir yazı okumuştum. Ve meditasyonda ölümden korkumun nasıl da azaldığını hatta yok denecek kadar az olduğunu fark ettim. Teknenin ilk su dolu motorunu gördüğümde neden her şey bu kadar çabuk bitiyor, ölmek istemiyorum diyerek içerdeki haykırışları gün gibi hatırlıyorum. Ne oldu ölümden korkum yoktu hani… Yoksa tekne ile batacak olan eşyalardan mı kaynaklı endişe içindeydim. Telefonuma ne olacak, bak onu da yeni almıştım, şimdi her şey gidecek ama teknemize ne olacak, nasıl alırız yeniden, bu kadar emek verdik ama… Maddesel olana bağımın bu kadar derin olduğunu hiç fark etmemiştim.
Bayram sürprizi sayesinde uzun zamandır beklediğim tatil bir günde tamamlandı ve perşembe akşam geldiğim Fethiye’den Cuma akşamı dönmek zorunda kaldım. Beklenmedik olanın beklenen sürprizi sayesinde ölüm korkumla burun buruna geldim. Ölüm korkumla yüzleşme anında maddelere olan bağımlılıklarım su yüzüne çıktı. Ve yaşananların sonucu da…
- Bir şeyleri planlamaktan vazgeçmek
- Planlamak yerine oluruna bırakmak
- Olan ne ise kabullenip razı gelmek
- Dün veya yarın derdine girmeden bugünün keyfini çıkarmak
- Duruma teslim olabilecek inancın farkına varmak
- Yaşamda her anın beklenmedik olmasına izin vererek negatif veya pozitif diye ayırmadan hepsini deneyim olarak yaşamak, yaşadıkça da zevk almak…
Teknemize hiç bir şey olmadı. Tüm süreç boyunca birbirimizi destekleyerek hareket ettiğimiz için negatif durumun içinde uyumla varolmanın hazzını yaşadık. Pazartesi günü kendimizi Antalya Club Med’de sahilde keyif yaparken bulduk. Meğer sakinlik değil eğlence tatiline ihtiyacım varmış. Sürprizleri sevmeye devam ediyorum.
#sürprizimvar