Bağımlılıklar için farkındalık eğitim uzmanı psikiyatrist Judson Brewer ‘alışkanlıkları değiştirmek, bağımlılıklardan kurtulmak ve anksiyetenin üstesinden gelmek için yaptığım tüm çalışmalar beni kendi patronun (efendin) olmaya yönlendirdi.’
Kendi Patronun – Kendi kendinin efendisi olmak : Bizi özgün yaşamaktan alıkoyanlar; sevgili Korkularımız, endişelerimiz ve ihtiraslarımızın girdabına yakalanmamak demek. (uzmanların yorumu bu, bende haklı buluyorum ki altını çizmişim 🙂 )
Sürekli kontrol etmekle ilgili sözler duyduk çevremizde. Duygularını kontrol et, sesini kontrol et, davranışlarını kontrol et, öfkeni kontrol et, kocanı kontrol et, karını kontrol et, çocuğunu kontrol et, ödevini kontrol et. Aslında şu kontrol dediğimiz bir efsane ise, o zaman harcadığımız tüm çabalar boşa mı gitti yani?
Tüm bu kontrol etme güdüsünün altında yatan aslında zihni kontrol etmek ise, ve bu sayede onun nasıl çalıştığını anlamak olabilir mi?
Stresli anlarınızı hatırlayın. En azından biri gözünüzün önüne gelsin. O sırada kontrol etme halleriniz nasıldı? Stresli anlarda kontrolü kaybediyorsak normal zamanda, dengeli hallerimizde kontrol elimizde mi? Koca bir HAYIR!
Kontrol edebiliyor olsak, o zaman sigarayı bırakmak hiç birimiz için sorun olmazdı. Veya yemek alışkanlıklarımızı hemen düzenleyebilirdik. Kimse uyku sorunu yaşamazdı, herkes gülümseyerek sokakta dolaşır, kahkalarla günlerimizi geçirirdik.
Zihnini anlayarak yaşamak yerine kontrol etme tutkumuzdan vazgeçemiyoruz. Çünkü öyle öğretiliyor. Zihnini anlayarak çözümlere ulaşmaktan uzak bir yaşam öğretiliyor bize. Kontrol edemediğimizde, kendimizi yanlışlarımız için sövüyor, dövüyor ve sonunda eksik, yetersiz, yanlış buluyoruz. (Tam da reklamcıların ağzını sulandıracak kapitalist sistem bireylerine dönüşüp alışverişten kendimizi alamıyoruz)
Zihni anlayarak çözüme ulaşmak için
- Beyin nasıl çalışır?
- Alışkanlıklar ve bağımlılıklar nasıl ortaya çıkar?
- Neyi ve kimi dinliyorum?
- Neyi söylemek istiyorum?
- Ne düşünüyorum?
Kendi patronun olmak anlayışla başlıyor. Anlamak için alışkanlarımıza dikkatimizi vermek ve neyi neden yaptığımızın farkına varmamız gerekir. Nasıl öğrendiğimizi, alışkanlarımızın nasıl oluştuğunu anlarsak o zaman sistemde kaybolmak yerine onu hackleyebiliriz. !
Burada irade mi güçlü farkındalık mı güçlü sorusunu sormam gerekir. Farkındaysan iradeye ihtiyacın kalmaz!
Sigara içmek zararlıdır çünkü kanser olursun. Sigara kutularının üzerinde bile bu yazı var, okey ve sen gene de içmeye devam ediyorsun. Arada kendine kızıyorsun, iradesizliğine kızıyorsun, bırakmayı deniyorsun, gene içiyorsun gene kızıyorsun. Oysaki içtiğin sigaranın aslında tadının ne kadar kötü olduğunun farkına varsan, ağzında o kekremsi ve pas tadının farkındalığı ile alışkanlığın değişmeye başlar.
Beyinlerimiz gelecek için düzenlenmedi. Anlık deneyimler için beyinlerimiz organize durumda bekliyor. Yani her şey farkındalıktan ibaret.
Bilgisel merak ve deneyimsel merak arasında kalırsam emin ol deneyimseli seçerim. ‘Acaba fazla şeker yersem ne olur? ‘ Deneyimsel merakımla o gün şeker konusunda kendimi kısıtlamam ve özgürce yerim. Zaten bir şeyi fazla tükettiğinde bedeninin verdiği sinyali fark edersen (içkiyi fazla kaçırdığın sabahlar gibi) şeker yeme konusunda bir kez daha düşünmeye başlarsın. Zamanla kendini zorlamadan, kendini ezmeden o şeker hayatından çıkar gider çünkü farkındasındır.
Yoga uzmanı olduğumdan beri öğrencilerim soruyor, ne yiyelim, ne kadar yapalım, içki içmemem mi lazım, nasıl meditasyon yapmalıyım gibi. Hepsine önerim; zamana bırak çünkü neyin sana iyi gelip gelmediğinin farkına varacaksın.
Denemekten, merakla ilgi göstermekten vazgeçme! Zihnini anlayarak adım atabilirsin.